Türk Tabipler Birliği (TTB) Aksaray şube başkanı Oprt. Dr. Rıfkı Karabatak “Tabiplerin hak arama çabalarının nedeni kamuoyuna paraymış gibi yansıtılıyor ancak sıkıtı iddia edildiği gibi para değil, aşırı iş yükü, sağlıkta şiddet ve malpraktis yasları dır” dedi.
Söz konusu Aksaray programına konuk olan Aksaray sağlık, siyaset ve iş dünyasının yakından tanıdığı Türk Tabipler Birliği Aksaray şube başkanı Oprt,Dr. Rıfkı Karabatak Gazeteci Dilek Eyüboğlu moderatörlüğünde Gazeteciler Hikmet Recep Turan, Nazmi Çalışkan, Harun Atalay’ın sorularını cevapladı.
Gerek Devlet hastanesi döneminde gerekse özel hastane yönetimi konusunda başarılı bir kariyeri bulunan Karabatak özellikle son aylarda sağlıkta yaşanan sıkıntılar konusunda yaptığı açıklamada liyakat vurgusu yaparken doktorların son aylarda yaptıkları grevlerin nedenin para olmadığını söyledi. Karabatak sağlık konusunda yaptığı açıklamalarda; “Aksaray hacim olarak çok büyüdü, ilin hacmi büyüyünce hastanelerin hacmi de, iş yükü de, vatandaşların dertleri de aynı oranda büyüdü. Aksaray yerleşim olarak da hekim, yardımcı sağlık personeli sayısı olarak da çok fazla sağlık sorunu yaşamaması gereken bir il. Ama mutlu insan verimli olur, şimdi öyle bir ortamdayız ki millet doktor grevlerini, doktorların haklarını aramak için ortaya koydukları tavrı sanki daha çok maaş istiyorlarmış gibi algılayarak olaya bakıyor.Aslında doktorların daha önce de bahsettiğim gibi en önemli sorunlarını sıralarsak,
Birincisi, Aşırı iş yükü; Devlet hastanesinde muayene süresi daha önce 5 dakikada bir yapılırken bazı branşlarda 3 dakikada bire indirdiler poliklinik randevu süresini. Yani 3 dakikada bir hekim gelen hastayı ne kadar muayene edebilir? Ne kadar doğru teşhis koyabilir? Ne kadar tedavi edebilir? Ya da o hasta o hekimden ne kadar memnun olabilir?
İkincisi, Sağlıkta şiddet; Artık zaman, zaman doğrusu hak ediyorlar dedirtecek olaylar oluyor, bunu da pek çok insan kullanıyor ama emin olun bu mevcut şartlarda vatandaşların önüne sunulan sağlık çalışanı profili, kolayca saldırılabilecek, benim emrimi yerine getirecek, kardeşim benim hastama bakmak zorundasın gibi, artık saygın bir meslek olmaktan çıkıp vatandaşın gözünde “yap lan” denilen bir meslek haline geldi.
Üçüncüsü de malpraktis yasaları; Bu yasalar her halükarda hastayı haklı, hekimi haksız konuma düşürecek nitelikte, 3 dakikada koyamadığınız bir teşhisin hesabını 30 yıllık emeğinizi ödeyerek vermek zorunda kaldığınız bir tablo. Dolayısıyla hasta memnun değil, hekim memnun değil.
İnsanlar hakkını ararken bir taraftan vatandaşlar mağdur oluyor, idareciler hekimlere daha çok çalışmaları için baskı yaptıklarında aslında kendi ayaklarına da sıkıyorlar çünkü; Zaten 5 dakikada bir muayene edin dediğiniz insanları daha ne kadar çalıştırabilirsiniz? Doğrusu bir Aksaraylı olarak Aksaray’ın sağlıkta yaşadığı sorunlardan ben de çok üzgünüm, ben de çok müteessirim.
Aslında verimliliğin önüne geçen bir faktör de sağlık camiasının çözümünü sağlık camiasında görev alan yöneticilere bırakmamaktan da geçiyor. Bakıyorsunuz her türlü sivil toplum örgütü, siyasi parti yetkilisi, o, bu herkesin sağlık hakkında bir fikri var, ama tabip odası başkanıyım bana hiç kimse “Aksaray’da sağlığı ne yaparsak düzeltiriz?” diye sormadı.
7 Sene Devlette başhekimlik yaptım, 16 senedir özel sağlık kuruluşu yönetiyorum. Ben 30 yıllık hekimlik hayatımın yaklaşık 23-24 yılını başhekim olarak geçirmiş bir insanım. Ama ne hikmetse aklına geçen herkesin bir fikri var sağlıkla ilgili, dolayısıyla bir çok seslilik, bir kaos verimliliği düşürüyor. Yakın zamanda bir kan değişimi oldu sağlıkta il sağlık müdürü değişti. En kısa zamanda ziyaret edeceğim kendisini, Başhekim atanmamış ama mutlaka liyakatli bir arkadaş bulunacaktır. Kan değişimi her zaman bir miktar düzelmeyi her zaman beraberinde getirir. Umarım önümüzdeki süreçte Aksaray sağlığı daha güzel çalışmalara, daha güzel günlere gebedir” dedi.
Yorum Yazın