Reklamı Geç
Vista Prime
Aksaray
DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4
Ferda Bozkurt

Ferda Bozkurt

Mail: ferdabozkurt@gundemaksaray.com

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK

Milletlerin tarihinde geçmişin etkisiyle birlikte kaderlerini etkileyen, geleceklerini değiştiren olaylar ve gelişmeler bulunmaktadır.

Yaşanan her olay bir gelişmeye ve değişime zemin hazırlamıştır.

Son Meclis-i Mebusan ilk toplantısını 12 Ocak 1920'de yaptı. 16 Mart 1920 de İstanbul'un işgali üzerine parlamento, işgal güçlerinin baskısıyla anayasaya aykırı olarak 11 Nisan 1920'de resmen kapatıldı.

Tarih öyle bir şey ki; İngilizler Meclis-i Mebusanı dağıtmasaydı 23 Nisan 1920 Meclisinin açılışını ayrı bir çerçevede inceleyecektik.

Çanakkale Savaşı’nda İngilizler yenilmeseydi Rusya’da Sosyalizm belki de kurulmayacaktı. Çünkü İngilizler boğazdan geçebilseydi Rusya’daki Devrim hareketini bastıracaktı.

23 Nisan ve Ulusal Egemenliğin tarihi açıdan çok kıymetli olduğunu bilmek gerekir.

Her 23 Nisan Çocuk Bayramını çocukları Herhangi bir makama oturtarak kutlamak onun özüne ihanettir.

Bu şekilde davranmak; “23 Nisan Çocuk Bayramı kutlu olsun, oldu da bitti Maşallah” gibi bir şey olmuyor mu?

Onun önemini bilmemek; hangi siyasi olayların bu işlevi hızlandırdığını, o zamanlar Dünyada ve Osmanlı’da bu işlerin nasıl algılandığını bilememek, geleceğini teğet geçmek gibi bir şey olacaktır.

Her şeyden önce bu toplum EGEMENLİK hakkında ne biliyor

Nasıl bir Egemenlik: Ulusal mı? Sınıfsal mı? Tek adam mı?

Hala bunların kavgasını yapmıyormuyuz bilerek veya bilmeyerek!

"Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür.".

Anayasa, Madde 66.

Örneğin bu maddeyi destici, çölmekçi, her neyse hiç okumuşmudur? Kesinlikle okumuştur ama Bayrak şiiri gibi okumuştur ve ne anlamıştır burası önemli!

Neyse; konumuz çanak çölmek değil

Anayasamız böyle dediği halde diğer alt kimlikler ne haldedir?

Bu sorun hala devam etmektedir. Dahası bu üst kimlik soy kadar din faktörünü de içermektedir.  Millet Sisteminin hala süren etkisinin sonucu "Türk" sayılabilmek için Müslüman da olmak gerekmektedir.

Hatta Sünni Müslüman.

Türkiye'de herhangi bir Gayrimüslimden söz edildiği zaman "Türk" değil de "vatandaş" denmesinin nedeni budur.

Hem de Anayasamıza rağmen…

Bugün ne kadar okumuş ve uygar olursa olsun, hiçbir Müslüman Türk, bir Gayrimüslim Türk Yurttaşından söz ederken Türk demez;

Rum, Ermeni, vs. vatandaş der.

Yakın tarih içinde Türkiye'de politikalara da ciddi biçimde yansımıştır.

Dine ve (hatta) mezhebe dayalı Millet Sisteminin egemen olduğu Osmanlı Döneminde gayrimüslim yurttaşlara ecnebiler diyen zihniyet, Cumhuriyet Döneminde daha 1940'lara kadar gayrimüslim yurttaşları Nüfus kayıtlarının yabancılar kısmına kaydetmiştir.

Herkesin dikkatinden kaçtı ya da biraz görmezlikten gelme gibi oldu ama, AKP döneminde Nüfus cüzdanından "Dini" hanesinin kaldırılması büyük bir aşama ve bence kutlamak gerekir.

Yüz yıl geçmiş daha Ülkemizde her sene Bayram olarak kutladığımız Egemenlik ve Çocuk Bayramının içindeki Egemenlik sorununu çözemedik. Bilinç seviyesi Fatiha Suresinin anlamını bile bilemeyecek kadar düşük olan din bezirganları, politikacılar hala bu konuyu dillerinde dolamaya devam ederler.

Milliyetçiliği sadece vatan sevgisi sayan, (kendi menfaatine dokununca) ne kadar vatanperver olduğu tartışılan kesim de hala 1969 Yılındaki kendi kurultaylarının bir türlü analizlerini yapamadılar.

Örneğin 1969 Kurultayında Nihal Atsız’ın kimler tarafından, hangi dış güçler tarafından tasviye edildiğini bir türlü anlayamadılar.

Yarın bakışlı çocuklar:

Bayramınız Kutlu Olsun.

Öyle bir Liderin Ülkesinde doğdunuz ki; Dünya’da tek kutlanan tek Çocuk Bayramı Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurduğu Laik Türkiye Cumhuriyetidir.

Bunun kıymetini bilin.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar