Her şey çok iyi gidiyor biliniyordu. Ortam muhaliflerin arzuladığı ortamdı. Objektif ve Subjektif şartların çok iyi bir ortamda gittiğine herkes inanmıştı.
Sayın Genel Başkanın “Beni seven peşime takılsın” türünden verdiği beyanat siyasi kartların yeniden karılmasına neden oldu.
Siyasi yorumcular, siyasi falcılar hemen bu demecin üstüne atladılar.
Ne demek istedi Sayın Kılıçdaroğlu? Kimlere ayar vermeye çalıştı? Partisine mi, Altılı Masaya mı gözdağı verdi? gibilerinden sayısız yazılar ve yorumlar okuduk.
Gerçekten ne demek istedi Genel Başkan?
Bir sıkıntımı vardı, Altılı Masa da işler iyi gitmiyormuydu?
Bu ve buna benzer yorumların en alıcısı; kendi örgütüne dönük bir mesaj olduğu çoğunluğun kabulü gibi bir hal aldı.
Bir Partinin Genel Başkanı zaten o partili tarafından seçilen insan değil mi?
Bir partinin üyesinden tutun da, en üst mevkiindekilere kadar Genel Başkanını desteklemesi normal değil mi?
O zaman neyin nesi bu demeç diyenler de çoğunlukta hani.
Bir örgütün liderinin kendi örgütünün arkasında mı değil mi endişesine sokan siyasi yapı neydi?
Genel Başkan tecrübeli bir Lider.
Örgütün de bazı esnemeleri ve gel git olaylarını bizden daha iyi bildiğine eminim! Bu demecin kesinlikle bu ve örgütün üstünden diğer partilere bir mesaj olduğu kanısındayım.
Genel Başkan keşke bunu şöyle yapsaydı diyebilme şansımız var mı? Var. Neden: Çünkü bu partinin tüzüğünde Sosyal Demokrat bir parti olduğunu yazıyor.
O zaman işimiz daha da kolaylaşıyor.
Genel Başkan önce örgütünden tutun da, Milletvekilleri,İl Başkanları, ilçe Başkanları, Belediye Başkanları, yani tüm örgüt birimleri ile bir gün, iki gün, hatta bir hafta toplantı yapsaydı, herkesin görüşünü alsaydı!
O doğrultuda görüşlerini kamuoyu ile paylaşsa daha şık olurdu. O zaman kimse görevden vazife çıkarmazdı.
2023 Seçimi bu ve buna benzer lüzumsuz davranış biçimlerinden kaybedilirse, hiç kimse sağına, soluna, önüne, arkasına bakmadan Genel Başkanın yanında gözükme ikilemine girerse, bunun hesabını kim verecek hiç düşündünüzmü?
Sizlerin tüm argümanı seçim kazanmak değilmiydi?
Seçim kazanmak için her yol mübah demiyormuydunuz?
Eee ne oldu şimdi, ne değişti de herkes bağlılık yemini sırasına girdi?
Tekrar söylüyorum: Bir Genel Başkanın bir yere aday olması ve örgütünün de bunun arkasında yer almasından normal ne olabilir?
Bu yanlış yağ yakma furyası nelere sebep olacak biliyormusunuz? Parti içinde tek beslenme kaynağı hizipçilik olan insanların işine yarayacak.
Bunlardan bazıları şimdiden Kendi hesabında çetele tutmaya başladılar bile. Kim Genel Başkanın yanında, kim yanında değil şeklinde.
Bu çetele tutanların çoğu yakın tarihte Partinin resmi seçim arabasının üstünde Genel Başkanın muhalifi bir adayın resimleri ile donatılırken niye hiç ses çıkarılmadı?
Umarım Parti Teşkilatı bu ve buna benzer insanlardan arınmasını becerebilir. Her seçim gibi bu seçim de ‘hayati’, ‘milat’ diyorsak (ki diyoruz) herkes önce kendi evinin önünü süpürsün.
Adamlar gizlemiyor; Hükümet olduk, İktidar olduk, sıra Kültür Hegemonyasında diyor.
Hem de en yetkili ağızdan.
Gizleme gibi bir kaygıları falan yok.
Onlar açıkça bunları dile getirirken, kimse yağcılık festivalinde kum satmasın.
Herkes kendi görevine odaklanarak Cumhuriyetin ve Bağımsız Türkiye'nin geleceğine odaklansın.
Yorum Yazın