Narinin Köyü suskun!
Siyasiler suskun
Sorun çözücüler suskun!
Konuşan tek kesim Eli Çubuklu Televizyon yorumcuları.
Uzman olmayan ama cinayet konusunda da uzmanlığını gösteren bu kesim yine yaptı yapacağını ve bir hafta, iki hafta televizyonların başına mahkum etti bizleri.
Herkes karamsar, herkesin dudaklarından dökülen son cümle; “Olamaz böyle bir şey”.
Ama oluyor, hem de her hafta, her yıl, senelerce oluyor ve bu gidişle olmaya da devam edecek.
Çözüme odaklı herkes bir şeyler söylüyor.
Söylenen sözlerin hiçbir ağırlığı yok bunlar da unutulup gidenler kervanına katılacak.
Her konunun altında siyaset arıyorsunuz, siyaset yapıyorsunuz diyen tuzu kuru bir kesim var.
Elbette çözüm kaynağı bizleri yöneten siyasiler de kim yönetecek veya kim çözüm bulacak ya.
Bu ülkede ‘bir defadan birşey olmaz’ diyen bir Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı vardı.
Yine bu ülkede; “Küçüğün rızası varsa ceza kalkar” diyen Bir Adalet Bakanı vardı.
Cemaatler, tarikatlar, kapalı toplumlarda kadın, çocuk vakaları bir patlak verir, herkes; “Neme lazım” der susar.
Ensar Vakfı’nda olan olaylar gibi kim ne dedi ne demedi karşılıklı atışmalar hepsi buhar oldu gitti.
Bu vakıf hala senin benim vergimden, mevcut olan hazineden yardım almaya devam ediyor.
Siyasi oy uğruna herkes karşı mahalleyi suçlamakla işi geçiştiriyor.
O zaman çözüm nasıl olacak?
Devlet her çocuğun başına polis mi koyacak?
Bu da mümkün değil.
Çözümün kaynağı cahillik ve eğitim sistemi.
Bu sistem daha çok Narin'ler yaratmaya mahkumdur.
Hala çözümü inanç sisteminde arayanlara bir hatırlatma:
Norveç Halkının yüzde 70 i Ateist ama orada hiç buna benzer olaylar olmuyor.
Görünüşte modern bir toplum gibi görünüyoruz ya kafa hala eski kafa!
Toplumsal dönüşümü ne yazık ki yapamadık.
Son 20 yılda iktidar eliyle toplumsal dönüşümü bırakın yapmayı elli yıl geriye gitti.
Şimdi bu gerçekleri dile getirince siyaset mi yapmış oluyorum?
Ne yazık ki Ülkemiz hala yarı feodal bir kültürün esiri.
Bu feodal yapıdan kurtulmamız gerekir.
Ceza önlem olmalı ama bunlar köklü çözüm değil.
Köklü çözüm; Toplumsal Dönüşüm yapılarak Feodal yapıdan kurtulmamız gerekir.
Cahil Tarikat Yuvaları ve bugünkü eğitim sistem bu feodal yapıları ne yazık ki destekleyen olgulardır.
Suçlu ayağa kalk dense ne yazık ki hepimiz ayaktayız.
Asıl susan bizleriz.
Bu karanlık, çağ dışı kurumlarla yeteri kadar mücadele edemedik.
Herkes oy uğruna bu yapıları görmemezlikten geldi onların sırtı sıvazlandı ve sonunda ne yazık ki bu günleri yaşamak zorunda kaldık.
Adalet Bakanı Dünyanın en büyük adalet sarayını yaptık diye övünüyor.
İyi elinize sağlık da yaptığınız sarayın içinde adalet yok.
Asıl susan sen, ben, o, bizleriz.
Türkiye'dir asıl susan.
Diyarbakır'ın burnunun dibindeki bir köy.
Kendi pis ilişkilerinin sonunda canından olan bir çocuğumuz.
Aile basına açıklama yapıyor: “Dış mihraklar ve onun yerli iş birlikçileri…”!
Ne kadar tanıdık, bildik bir söylem değil mi?
Şerefsizliğin daniskasını yap ondan sonra da dış güçler.
Önce sen kimsin de dış güçlerin hedefi oldun.
Ya bu basın bildirisini çarşaf çarşaf yayınlayan basına ne demeli.
Esas çürüme buralardan başlamış ve toplumun tüm benliğine sirayet etmiş.
Kurtuluş Toplumsal Dönüşüm ve Feodalizm den kurtulmak.
Yorum Yazın