“Osmanlıdan Günümüze Miras” manalı ve manidar veciz sözlerdendir.
Dünyanın en sinsi toplumundan birisidir İngiliz Toplumu.
Sinsi, kalleş, sömürge kabiliyeti olan Dünyanın Emperyalist Güçlerinden birisidir.
Halk elbette İngiliz Siciminin kalitesine vurgu yapmak için söylediğini kabul ettiğimiz bir söz ama bunun altında bilinç altında Kültür Emperyalizminin kıvrak zekası yatar.
Emperyalizm artık topu ile tüfeği ile gelmiyor.
İlk iş olarak senin kültürünle, ayarlarınla öyle bir oynuyor ki belli bir dönem sonra onların gönüllü hizmetçisi oluyorsun.
Yıllarca sömürdüğü Afrika Ve Ortadoğu ülkelerine bir zamanlar İngiliz Kraliçesi ziyarette bulunmuştu.
Bu ziyarette halk Kraliçenin arabasının önüne yatıyor.
Mavi Marmara tartışması tekrar gündeme gelince denizcilik merakım tuttu.
Her ne kadar üç tarafı denizle çevrili bir ülke olsak ta denizi pek sevmeyiz.
Atalarımız bu konuda da bir söz patlatmış:
“Su sesi- Kadın sesi- Para sesi” insanı bozar demiş ama neden öyle demiş anlamış da değilim.
Osmanlı Tarihini tam anlamak için Osmanlının denizcilik konusunda nasıl el birliği etmişçesine yok edildiğinin hazin öyküsü ile karşı karşıya kalıyoruz.
Bir zamanlar Akdeniz'i göl haline getiren Piri Reislerin büyük denizciliğinin neden Osmanlının son dönemlerinde 16-17 yüzyılda nasıl yok olduğunu anlamamız için İngiliz Emperyalizminin Akdeniz Politikasını iyi bilmemiz gerekir.
Onları bilelim ki Mavi Marmara konusunda fikir sahibi olalım.
Bunun içindir ki, Sir Paul Rycaut denen Tarihçi Diplomat adamı iyi tanımamız zorunlu bir hal teşkil ediyor.
Rycaut'un Ana Eseri sayılan Osmanlı İmparatorluğunun Şimdiki Durumu adlı eseri gözden geçirmek, hiç değilse bir defa okumakta yarar var.
Bu eser üç temel bölümden oluşmaktadır.
Türklerin Siyasi Düsturları, İslam Dini ve Askeri Durum.
Sir Paul Rycaut diyor ki; “Türkler günün birinde denizde güçlü olmayı akıllarına koyarsa ve gerektiği gibi çalışırsa bütün dünyanın hakimi olacaklarından hiç kimsenin kuşkusu olmasın.”.
Adam kibarlık olsun diye dememiştir ama diyor ki; “Türklerin kafa basar da denize yönelirse işimiz zor…”.
Ne tesadüftür ki o zamanlardan itibaren Osmanlı, denizcilik alanında hep geriye gidiyor.
Abdülaziz, Osmanlı Donanmasını yeniden hayata geçiriyor, İngilizler ve Fransızlardan sonra Avrupa'da en güçlü donanmaya sahipken o bildik zihniyet ve yobazlık eli ile donanma çürümeye terk ediliyor.
Mavi Vatan Düşüncesinin fikir babaları Cem Gürdeniz hapishaneye, Cihat Yağcı denizcilikten alınıp Kara Hizmetine veriliyor.
Mavi Vatan diyen tüm denizcilerin FETÖ kumpaslarına uğraması sizce tesadüf mü?
İktidarı da Muhalefeti de lütfen akıllı olun bizlerin zekası ile alay etmeyin.
Artık millet az da olsa biat yerine sorgulama kültürünü oluşturuyor.
Emperyalizm hep planlı ve yarını görerek hareket eder.
Onun için Emperyal oluyor adamlar!
Hiçbir şey boşuna değildir.
Asılacaksan İngiliz Sicimi ile asılı bizim olmayan beynimize aşıladılar ya yine de ne olur ne olmaz diye bizimkilerin horağını indirmek için;
“Asılacaksan İngiliz Sicimi ile asıl / Basılacaksan Yunan Dilberi ile basıl” sözünü de ilave etmeden geri kalmamış.
İngilizler eli ile Yunan-Türk, Türk-Yunan Düşmanlığı yaratıldı ya bizimkilerin pek de hoşuna gider Yunan Dilberi ile basılmak.
Bu konuda seçme hakkına muhalif şerh koyuyorum.
“Basılacaksan İngiliz Dilberi ile basıl”.
Yorum Yazın