Ülkemizde yaşanan deprem felaketi ile bazı gerçekler de su yüzüne çıktı.
Tek görevi doğa felaketlerine maruz kalan insanlara çadır, yiyecek, ilaç, kan tedarik etmek olan Kızılay Başkanımızın çadır ticareti yaptığı açığa çıktı.
Çadırlarla yetinmeyen Kızılay’ın; dolgun ücret aldığı, halkın gönüllü olarak verdiği kanı da sattığı açığa çıktı başkanı istifa etmem dedi.
Sanki diğer kurumlar da her şey saat gibi tıkır tıkır çalışıyor da!
Neyse.
Hedefimiz bizi yönetenler.
11 Mart 2011 de yaşanan depremde yapılan eleştiriler yüzünden Japon Başbakanı Naoto Kan istifa etti.
Yunanistan'da olan tren kazasında kendini sorumlu kabul eden Ulaştırma Bakanı istifa etti.
İşte kıyamet tam da buradan çıktı!
“Bizde neden hiçbir yönetici istifa etmiyor” gibi söylemler.
Bizde bırakın istifayı, istifa et diyenleri neredeyse ayaklarından asacaklar.
Peki bu istifa nedenlerinin sonuçlarının nerelerden kaynaklandığını hiç düşündük mü?
Neden gelişmiş ülkelerin yöneticileri ve siyasileri bir işi beceremeyince istifa ediyor da bizim gibi Ortadoğu Ülkelerinde bu neden olmuyor?
Bunun nedenleri ne?
Toplum, aynı coğrafyayı paylaşan insanlardan oluşur ve her toplumun kendine göre ahlak değerleri vardır.
Gelenekleri ve kültürel alışkınlıkları vardır.
Üzülerek söyleyebilirim ki; Bizler hala modern toplum olamamanın sancılarını çekiyoruz.
16. Yüzyıl başlangıcından bu yana bu işi beceremedik!
Bizler hala modern olmamızı, sosyal sınıfımızı, başkalarının yaptığı arabayla, telefonla ölçeriz.
Oysa gelişmiş toplumları diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerden birisi çalışma kültürü ve iş ahlakıdır.
Batı toplumları daha çok çalışanı, daha çok üreteni, daha iyi performans göstereni yüceltir.
İktidarla iyi ilişkiler kuranı değil…
İşini en doğru, en iyi yapanı yükseltir.
Yani arkadaşlar; istifa meselesi bir kültürün ürünüdür.
Hiç kimse lafı sağa sola çekmesin.
İstifa etmemek, yandaşları korumak bizim kanımıza işlemiştir.
Bırakın istifa etmeyi; “Hükümet istifa” çağrısını Devlete başkaldırı olarak algılayan cahilce bir yaklaşım içerisindeyiz.
Bu mesele toplumsal bir mesele ve hepimiz aynı değilmiyiz?
Haydi iktidar ballı koltukları bırakamıyor diyelim.
Şimdi iktidarı “istifa et” diye topa tutanlar kendi partileri içerisinde başarısız olunca istifa ettiler mi?
Bırakın Türkiye’yi, Aksaray'da siyaset yapan hangi yönetici partisinin oyu düşünce istifa etti hatırlayan var mı?
Her seçimde mağlup olarak çıkan Genel Başkanlar bırakın istifa etmeyi, "güçlenerek çıktık" diye demeç vermediler mi?
Bir şey isterken lütfen kendimizin de bir aynaya bakmamız gerekmez mi?
15-20 yıl ilçe başkanlığı yapan insanlar var Aksaray’da!
Hem de her seçimde bulunduğu ilçede başında olduğu partisinin oy kaybetmesine rağmen.
Bu insanların başkasına istifa et deme hakkı olamaz.
Hani bir reklam vardı:
“Biz birbirimize benzeriz” diye.
Yani; at sahibine göre kişner.
Bu işler bir anlayış, bir kültür meselesidir.
Yunanistan Ulaştırma Bakanı istifa edince bu toplumun yüzde sekseni düşünmemiştir, aklına bile gelmemiştir “bizde niye böyle bir şey yok” diye.
İşte toplumların arasındaki fark tam da budur.
Herkes kuru kuru böbürlenmesin. Böbürlenmenin de bir maliyeti vardır.
Ödediği verginin hesabını soramayan bir toplumda İstifa Mekanizması olmaz.
Asıl mesele; kişileri değil, düzeni değiştirmeden geçiyor.
Gerisi gazoz ağacı…
Yorum Yazın