Adı Cumhuriyet Halk Partisi ile o kadar bütünleşmişti ki, çoğu yerde CHP yerine Baykal’ın Partisi adı ile anılmaya başlanmıştı!
Uzun yıllar partide Genel Başkanlık, Bakanlık yapmış ve Türkiye Siyasetinde hatırı sayılır yol almıştır Sayın Baykal.
Bu uzun süren zaman diliminde; tutkulu Baykalcılar karşıt olmuş, karşıtları da Baykalcı olarak parti içerisindeki yerini almıştır.
Adının karıştığı bir komplo sonucu Genel Başkanlık görevinden ayrılmış ama parti içerisinde hala hatırı sayılır bir hal almış ve Milletvekili olarak görevine devam etmektedir.
Baykal ismi son günlerde siyasetin en tepe noktasında tekrar gündeme geldi!
Bunun nedeni; Kızı Aslı Baykal'ın CHP'den istifa etmesidir.
Bu istifanın yapmış olduğu gelgitler bile Deniz Baykal'ın beğenelim beğenmeyelim Türk siyasi tarihinde hatırı sayılır bir noktada olduğunun en belirgin yansımasıdır.
Aslı Hanımın neden ve niye istifa ettiği konusunu yargılayacak pozisyonda değilim elbet.
Ama bir vatandaş olarak da eleştiri ve öz eleştiri hakkımı sonuna kadar kullanacağım…
Aslı Baykal'ın istifasını iki aşamada değerlendirmek mümkündür:
Usul ve esas hakkında:
Usulen Aslı Hanımın bu aşamada istifa etmesi, bir de ağır bir şekilde nedenlerini sıralaması hoş değil.
Baykal Ailesinin elbette bu partiye katkıları büyüktür.
Ama Partinin Baykal Ailesine verdikleri daha da büyüktür.
Bugün Aslı Baykal’ın istifası bu kadar gündemde ise bunu babasının uzun yıllar bu partinin Genel Başkanı olmasına borçludur.
Günümüzde isminin başında Profesör yazılı binlerce insan vardır!
Ne yaptığı, ne ettiği kimse tarafından bilinmez bile.
Aslı Hanım bu şöhretini bu partiye borçludur.
Keşke şu hassas zamanda bu hassasiyeti gösterme nezaketinde bulunsaydı.
Bu yönetime yönelttiğiniz eleştiriye çoğunluk imza atar.
Eleştirilerinizde haklı olma durumunuz çok güçlü ama bu eleştirileri hem yapsaydınız, hem de parti içinde kalsaydınız.
Geçmişte adı parti ile anılanların istifaları tarihin tozlu raflarında duruyor.
Türk Siyasi Yaşamında parti içi mücadele sonucunda değişen ilk Genel Başkan İsmet İnönü'dür.
5 Kasım 1972 tarihinde İsmet İnönü, 49 yıldır üyesi olduğu ve 33 yılını Genel Başkan olarak geçirdiği Cumhuriyet Halk Partisi'nden istifa etti.
Bülent Ecevit karşısında seçimi kaybeden İsmet İnönü hem Parti Üyeliğinden, hem milletvekilliğinden istifa ederken şunu diyecekti;
“Ülkem ve İstifa ettiğim Partimin geleceği hakkında derin endişelerim vardır.”.
Oysa 1973 Genel Seçimlerin de CHP sandıktan birinci parti olarak çıktı.
İnsanoğlunu ne olursa olsun, hangi görevlerde bulunursa bulunsun demek oluyor ki kendi avrolarının esiri oluyor.
Yine bu partinin Efsane Karaoğlanı Bülent Ecevit CHP den ayrılırken; “12 Eylül olmasa da CHP'den ayrılacaktım. Bu partinin İçindeki hizip ve kişisel hırsa dayanacak gücüm yok” diyecekti.
Bu partiden ayrılıp sağda solda siyasi mülteci olan, bakanlık yapmış Milletvekillerine ayıracak sayfalar yetmez.
Partinin tüm nimetlerinden yararlan, hep bana rab bana mantığı ile yaşa, sırası gelince partiyi terket!
Yıllarca iktidar yüzü görmemiş bu parti tabanına ne diyeceğiz?
Sizler değilmisiniz bu tabanın omuzlarında tepinerek siyasi hayatınızı şekillendiren.
Hiç değilse bir özrü hak etmiyor mu bu cefakar parti tabanı!
Yoksa sizler özür dilemeden bile korkan yüreksiz insanlarmısınız?
Hiç bir şey beklemeden 30, 40, 50 yıl bu partinin kahrını çeken bu insanlardan hiç mi utanmadınız?
Yoksa sizler de mi bu partinin Guguk Kuşları idiniz?
Yorum Yazın