Usta Tiyatro sanatçılarının ortak bir geleneği olduğunu söylerler!
Sahneye adım atan her tiyatro sanatçısı yıllar sonra sahneye veda etme sözlerini baştan ezberlermiş. Bunu her sahneye çıktıklarında akıllarında tutarlarmış ki rolünü hakkıyla yapmak ve şöhret rüzgarına kapılmamak için sıkı sıkıya bu kurala bağlı kalırlarmış.
Bir siyasetçinin sonu ve başlangıcı Tiyatro sanatçısına benzer aslında:
O şatafatlı sahnenin ışığının bir gün söneceğini bilmeli.
Bir siyasetçi başlangıç noktasına eninde sonunda döneceğini hesap etmeli.
Sayın Cumhurbaşkanı'nın Fatsa Mitingini izlerken aklıma hep bunlar geldi.
Siyasetin çekirdeğinden yetişen bir kişi nasıl bu kadar yanlışın içine düşer, geçmiş ve gelecek bir filim şeridi gibi gözümün önünden aktı gitti.
Artık esas oğlan ne yaparsa yapsın kitleler gülmüyor.
Esas oğlanın her sözcüğünün sonunda kitleler cebine bakıyor, akşam evine ne götüreceğini düşünüyor.
Haydi bunu geçiştirdin; İyi olursa Allah’tan, kötü olursa senden diye bir söz var ya, esas oğlanın yapılan yanlışlarda hiç sorumluluğu yok, hep dış ve iç mihrakların işi diye geçiştirdiniz.
Birazcık anlamış gibi yapalım.
Sayın Cumhurbaşkanı; Siz Dünyada olan tüm darbelere karşı olduğunuzu yüzlerce kez anlattınız, bizler de bir vatandaş olarak bunlara sevindik.
Bakın bizim Devlet Başkanımız nasıl Demokrasiyi savunuyor darbelere karşı diye!
Gel gör ki işin renginin böyle olmadığı görüldü Fatsa Mitinginde.
Siz 12 Eylül Faşist Cuntası tarafından İşkence sonucu öldürülen Fatsa Eski Belediye Başkanını halkın önüne bir oy uğruna attınız ama. Hani sandıktan kim çıkarsa saygı duyduğunuzu sık sık söylüyordunuz. O Belediye Başkanı ki; seçimlerde o dönemin tüm partilerinin (CHP, AP, MSP, MHP) aldığı oyun iki katını alarak seçilmiş öir Belediye Başkanını suçlarsınız?
Biz Faşist Cunta tarafından öldürülen bir belediye başkanını savunmanızı beklerdik. Aynı fikirde olmasanız bile Demokrasi adına sahip çıkmanızı.
"Bay Kemal" Bu ne kibir yarabbi rakiplerini küçümsemek alay etmek?
Görüldü ki bunun da işe yaramadığını kendiniz itiraf ettiniz. Ve ekleme yapmak zorunda kaldınız.
Siyaset ve çözüm üretmeyen Devlet savaş üretir.
Bu sözden olaylara bakacak olursak artık bu hükümetin bir şey üretemediğini gördü bu halk. Tünelin ucundaki ışık göründü.
Bir şey üretemiyorsunuz!
Oysa biz bir yurttaş olarak siyasilerimizin birbirlerine hakaret yerine çözüm üretmelerini bekliyoruz. Barış, huzur içinde, karnımız tok bir şekilde yaşamak istiyoruz.
Hangi parti iktidarda olursa olsun birbirilerine saygılı, özgür bir ortamda, Ülkenin refahı için çalışmalarını bekliyoruz.
Elbette ayrı görüş olacak.
Bu bizim ve toplumların bir kazancı olmalıdır. Fikirler tartışılsın ki alternatif, iyi şeyler çıksın.
Dünyanın neresinde olsanız haksızlığın her birini kendimize karşı yapılmış olarak hissetmemiz gerekir.
Dünyayı anlamak yetmez, onu değiştirmek gerekir.
Bir devrin sonunu görenler ve yeni devirde söz sahibi olacaklara şimdiden hatırlatırım;
Bir tiyatro sanatçısının ilk sahneye çıkarken son sahnede ne konuşacağını aklında tuttuğu gibi hareket etmelisiniz.
İnanın bu vatandaş çözüm ve hizmet istiyor.
Geri tarafı laf ola…
Yorum Yazın