Aksaray gibi, neredeyse herkesin birbirini tanıdığı,
Tanımayanların da bir tanıdığının çıktığı küçük illerde gazetecilik yapmak zor zenaat.
Arkadaşlarımız bir haber yapar ya birileri alınır,
Ya birileri rahatsız olur,
Ya da birilerine dokunur.
Eğer haber tanıdığınız birileri ile ilgili ise hemen sitem faslı başlar.
Bir köşe yazısı yazılır mutlaka ama mutlaka birileri rahatsız olur,
Yine sitem faslı başlar.
Sadece sitem olsa iyi!
Zaman zaman da yazıyı kaldırmanızı da isterler sizden.
Bir gazeteci için en zor şey yazdığı haber ya da köşe yazısını tekrar kaldırmaktır.
Çünkü peşinen, yazdığı yazının asılsız olduğunu kabullenmiş olur.
Ama karşıdaki muhatap için bunun hiçbir önemi yoktur.
Birileri kendisini rahatsız edecek hatalar yapmasa,
Birileri işini düzgün yapsa,
Birileri bize yazacak bir şey bırakmasa aslında hiçbir sorun olmayacak.
Ama yine o birileri;
Yanlış yapmayı, işini düzgün yapmamayı, birilerini rahatsız etmeyi, birilerini rencide etmeyi
Kendilerine hak biliyor ya da öyle sanıyorlar.
Siz işinizi biz gazetecilere malzeme vermeyecek şekilde düzgün yapsanız hiçbir sorun kalmayacak aslında.
Emin olun hiçbir arkadaşımız keyif olsun diye kimseyi rencide etmek istemez.
Herkes işini yapıyor.
Sizin yaptığınızı sandığınız gibi.
Nasıl ki siz akşam eve gittiğinizde işinizi yaptığına inandığınız için hiçbir rahatsızlık duymuyorsanız;
Gazeteciler de aynen sizin gibi düşünüyorlar.
Gelin anlaşalım.
Siz işinizi doğru yapın;
Bırakın biz de işimizi yapalım…
Kalemine sağlık üstat. Aylardır bu dertten muzdarip olan birisi olarak yazın için çok teşekkür ediyorum. Demek ki yanlız değilmişim. Mükemmel bir yazı kaleme almışsın