Bay Kemal'in Tarihi Savunmasının bir manifesto niteliğinde olması büyük kitlelerin zihnine mık yeniden gibi saplandı.
Bay Kemal Sözcü Gazetesine “Biz Diyebilmenin Gücü” başlığı ile ikinci bir hamle yaptı
Kemal Kılıçdaroğlu'nun iki hamlesinin ortak ana fikri; “Ben buradayım. Düşüncemle, eylemimle hala toplumun hizmetindeyim” mesajı veriyordu.
Yalın’ın son yazısında biz olmanın gücünden bahsederken “Biz olmadan önce ben olmamız gerekmez mi? Soru soran, sorgulayan, araştıran, bilimsel ve çağdaş düşünmenin erkini yaşamadan insanlar biz olamaz. İnsanları ben olmadan biz olmaya iten elbette farkındalık yaşamadan ortak noktalarımız vardır. Ama biz olmanın da bazı nedenleri olması gerekir” ana teması idi.
İnsanları ortak noktada buluşturan olaylar nelerdir? İnsan neden biz olmak için bir araya gelir? Bunun kültürel, inançsal, folklorik nedenlerinden başka bizi biz yapmanın siyasi argümanları nelerdir? Toplumu bireysellikten alıp kollektif düşünce tarzına taşıyan alt yapılar nelerdir?
Konumuz siyasi olduğu için biz de siyasal açıdan analiz yapmaya çalışalım:
Kendi siyasi hikayesini yazamayan alt kültürden mahrum olan fertlerin kollektif düşümce yaşam alanlarının zorluklarını pratikte yaşamaktayız.
Sadece siyasi faaliyetini mesleki kariyerine indirgeyen, malı mülkü ile siyaset yapmaya çalışan insanların biz olması çok zordur Sayın Genel Başkanım.
O zaman bizi biz yapan etrafında kümelendiğimiz parti ise burada özne mi-nesne mi olma halleri çıkmaz mı?
Partilerin temel görüşü ideolojileridir.
O ideolojilerin sınıfsal meşrutiyeti esas olan değil midir?
Kişi kendine sormalıdır: “Neden, niçin, niye biz oluyoruz? Bizi biz yapan ortak değerler ise etrafında kümelendiğimiz partinin ortak değeri günlük politikaya mahkum edilirse biz neden biz olacağız?”.
Platon’da içinde olmak üzere Devlet konusunda kafa yoran filozofların ortak vurguladığı bir görüş vardır: “Devlet düşmansız yaşayamaz.”
Bu mantıktan yola çıkan siyasiler hep Devlete bir düşman yaratmakla mahirdirler.
Sağ-sol- dindar-dinsiz kısaca etnik ve mezhepsel bir düşman yaratılır ve Devleti yönetenler de Devleti korumak refleksi ile kendi düzenlerini de devam ettirir.
CHP neden iktidar olamıyor? CHP neden biz olamıyor? sorusunun yanıtı da burada yatıyor.
CHP yönetimini ele geçiren kasaba politikacıları partinin iç dinamiğini, iç enerjisini hep bu hizip hareketine mahkum ettiler.
Biz olmaktan korkan, hiçbir siyasi hikayesi olmayan, siyaseti sadece kendi hobisi için yapan kasaba politikacıları hizipçiliğin boyutlarını öyle zorladılar ki, parti içinde düşman partili yarattılar.
Bu o kadar üst boyutlara taşındı ki, aynı partinin unsurları birbirinin varlığından rahatsız oldular.
Bu işlem tüm hızıyla devam ediyor.
Dikkat edin hizip guruplarının düşünce ve ideoloji diye bir dertleri olmaz. Tek dertleri hizip liderinin bir mevkiiye kavuşmasıdır.
Tıpkı devleti yönetenlerin bir devlet düşmanı yarattığı gibi parti içinde de guruplar arası bir düşman yaratıldı.
Hiç kimse kimsenin siyasi düşüncesi ile ilgilenmeden varlığı ile neredeyse kılık kıyafeti ile düşman yarattılar.
Neden?
Tek nedeni bizim guruptan olmayışın.
Siz partide uzun yıllar Genel Başkanlık gibi yüce bir görevde bulundunuz.
Keşke o zamanlar biz olmanın yollarını arasaydınız.
Hatırlayın; siyasi konuşmalarınıza başlarken bile “Ben Kemal” diyerek başladınız.
Şimdi değişen bir şey var mı?
Tabi ki hayır.
CHP neden iktidar olamıyor sorusuna birinci yanıttır parti içi düşmanlığı.
Unutmayın hiçbir siyasi alt yapısı olmayanlar hala bu yangına odun taşıyor.
Bu yangın sönsün, biz olmanın yolları kendiliğinden açılır sayın Genel Başkan.
Yorum Yazın