Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in Meclis Bütçe Görüşmelerinde sarfettiği; “Sizin tarikat, cemaat dediğiniz, bizim STK dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Onlarla protokol yapmaya devam edeceğiz” sözleri bastırılmış veya unutulmaya yüz tutmuş bir tartışmayı tekrar gündeme taşıdı.
Cemaat yapılanması sivil toplum kuruluşu mu?
Herkesin buna vereceği değişik cevaplar vardır.
“Cemaatler sivil toplum kuruluşudur” tartışmasını hararetle en son on yıl önce yaptık.
FETÖ ve destekçileri kendilerini sivil toplum kuruluşu olarak kamuoyuna tanıttı.
Sivil toplumculuk Türkiye'de ilk defa Marksistler tarafından dile getirilse de; Marks'a göre sivil toplum, burjuvazinin belirlediği sınırların dışına çıkmayan alandı.
Ne yazık ki bizim solcular Gramsci Görüşü bir ara Marksit Görüş olarak piyasaya sürdü.
Cemaat elbette kendi alanında dini, kültürel, hayır işi ile uğraşabilir.
Ama Devletin denetiminde ve gözetiminde hesap verirlik pozisyonunda.
Bir kere sivil toplum kuruluşlarının özgür, demokratik bir yapıda olması gerekir. Yönetim kadrosunun seçimle ve yine devlet denetiminde seçilmesi gerekir.
Cemaatler de özgürlük var mı?
Tarikatın başı ne derse mutlak doğrudur. Onun doğruları eleştirilmez, tartışılmaz:
O zaman sivil bir karakter taşımıyor demektir.
Muhafazakâr Mahalleden Prof. DR. İsmail Kara “Cemaatler ve Toplum- Siyaset- Devlet” adlı eserinde;
“Cemaatler esas itibarıyla uhrevi amaçlara yönelen manevi oluşumlardır. Bu yönü ile Sivil Toplum Örgütü tabiri onların ifade ettiği anlamı tam olarak karşılamıyor. Cemaat mensupları hizmetlerini ve hayır işlerini daha sistemli ve organize şekilde yürütmek için vakıf, dernek kurabilirler ama cemaatin kendisi STK olamaz” diyor.
Sayın Bakanımızın bu konuları bilmemesi mümkün değil.
Bakanın amacı sahibine selam çakmaktan başka bir şey değildir.
AKP İktidarları Döneminde kaç Milli Eğitim Bakanı değişti!
Kendi bakanları kendi aralarında bir eğitim politikası oluşturamadı.
Ne yaparsanız yapın ama asla amacınıza ulaşamayacaksınız.
Çünkü amacınız bilim ve çağdaş uygarlığın gerisinde.
Bilimsel eğitim ve çağdaş uygarlığın dışında kalan ülkeler hepimize birer ibretlik değil mi?
Daha düne kadar eğitimi, emniyeti, adaleti teslim ettiğiniz FETÖ yapılanması ne yaptı?
Paralel Devlet Yapılanması ile Devleti ele geçirmek için neler yaptığını ne çabuk unuttuk?
Hiç kusura bakmayın FETÖ Terör Örgütünün siyasal ayağına ulaşamadığınız sürece hiçbir şey olmaz.
AKP ve MHP Meclise sunulan; “FETÖ Örgütünün siyasal ayağını çıkaralım” önergesine neden ret oyu verdiğini açıklamak zorunda.
Bunu yapmadığınız sürece mücadele biçiminizde bir samimiyet yok demektir.
Kelaynak Kuşlarının göçüne bile maydanoz olan CHP Örgütlerinin bu konuda ve Şeyh Sait konusu hakkın da bir sözleri var mı?
Yorum Yazın