Cumhuriyet Halk Partisi'nin geçmişte hiç kusuru olmadı mı, kabahati olmadı mı? Oldu efendim! Kabahati de oldu kusuru da oldu.
Biz getirdik, ne yaptık başörtüsünü Türkiye'nin bir numaralı sorunu haline getirdik...
Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu böyle diyor. Doğru diyor ama eksik diyor. Eksik olduğu için de yanlış oluyor.
Eski sadrazam, yeni sadrazama görevi devrederken kapalı 3 zarf bırakır.
Yeni göreve başlayan sadrazam masasının üzerinde not yazılı bir pusula ve üç kapalı zarf görür. Not kağıdının üzerinde" Başın sıkışınca birinci zarfı, biraz daha sıkışırsa ikinci zarfı, çok sıkışırsa üçüncü zarfı açarsın" yazılıdır.
Yeni sadrazam ilk yıllarda işler gayet iyi gider. Lakin bir müddet sonra işler kötüleşir. Aklına eski sadrazamın bıraktığı zarf gelir.
Birinci zarfı açar zarfta bir pusula " yapamayacak olsan bile sürekli vaatte bulun ve senden öncekini kötüle.
İkinci zarfı açar zarfın içinde "etrafını kötüle" diye yazmaktadır. Sadrazam başlamış etrafını kötülemeye ama hiç bir sonuç alamamış.
Üçüncü zarfı açmaya karar vermiş. Zarfın içinden çıkan pusulada " kendinden sonra gelecek kişi için sen de üç zarf hazırla"
Evet, Sayın Genel Başkan başkalarını kötüleyerek kendinizin iyi olduğunu ispatlayamazsınız.
CHP'nin en büyük hatası bir türban değildir. Geçmişi ile yüzleşememesidir. Yani eleştiri öz eleştiri mekanizmasını bir türlü hayata geçirmesinde ketum davranması.!
Yakın tarihe bakalım. Cumhurbaşkanlığı seçiminde halk oylamasının kabulü bu yanlış otomatik olarak şimdiki yönetim biçimini kaçınılmaz hale getirdi.2007 yılında Cumhurbaşkanın halk tarafından seçilmesinin referanduma sunulması parlamenter Rejimin yok edilmesi sürecinin başlama noktasıdır.
Anayasa ve parlamenter sisteme aykırı olan bu referandum boykot edilmeliydi.
Cumhuriyet Halk Partisinin tabanın ayarı ile oynanan Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylığı. Atatürk düşmanı bir adama oy vermek için "tıpış tıpış sandığa gideceksiniz" talimatı.
2016'da Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına onay vermek hatta desteklemek!
En önemli hatalardan biri de 2017 yılında yapılan Halkoylaması. Bu oylamanın sandık hileleri ve olağan üstü hal varken yapılmasını boykot etme cesaretini göstermemesi.
Cumhuriyet Halka partisi Tabanı Anti- Emperyalist, Atatürkçü, laik bir tabana sahipken; “Ne yapalım oyumuz yetmiyor diyerek "sağ" söylemlerin ağırlık verilmesi. Laiklik ilkesinden hızla uzaklaşması!
Sağ kesime şirin gözükmek için "soyunun ehlibeyte dayanması" gibi sızıntı haberleri ikinci elden yayması.
Parti içi muhalefete dışardaki "sağ" partilere gösterilen toleransın onda birinin parti içi muhalefete çok görülmesi.
İstanbul Belediye Başkanının yabancı elçiliklerle görüşmesi sanki ilkmiş gibi AKP yandaşları saldırıyor, partinin bir üst yöneticisi çıkıp; Bir dakika Tayyip Erdoğan İstanbul Belediye Başkanı iken, cezaevinde iken bu ülkenin elçileri' de Sayın Erdoğan’ı ziyaret etti deme becerisini dahi gösterememişken, tek sorunun Başörtüsüne odaklanması talihsiz bir açıklama.
Başörtüsünün esas mimarları bellidir.
Sağ kesimin özellikle siyasal İslam çevrelerinin sınırsızca destekledikleri 12 Mart 12 Eylül askeri cuntasıdır. Sayın Genel Başkan keşke Danışmanlarınızdan biri Siyasi Tarihi bilen birisi olsa idi. Siyaset siyasi alanı iyi okumakla ve gelecek ikinci üçüncü hamleleri görmekle olur.
Şu anda CHP'nin en büyük sorunu hiç bir şey üretememesi kaynaklıdır. Siyaset adamının birinci görevi hitap ettiği halkının içinde bulunduğu durumu analiz edip refah seviyesine çekmektir.
Geçmiş denenmiş sığ "sağ" siyasetten medet ummak değildir.
Evet, hatalarımızı, yanlışlıklarımızı dile getirelim. Ondan ders çıkaralım ama üç zarf yaşanmışlığını da tekrar etmeyelim.
Yorum Yazın