Herkesin dilinde bir değişim türküsü ne notası belli ne güftesi, kula hoş gelsin gerisi önemli değil!
Değişimin kendine özgü koşulları vardır, toplumsal dinamikleri vardır, sınıfsal, kentsel altyapısı vardır.
Konu CHP olunca bu kavramlar pek aranmaz.
Çünkü kendi içerisinde değişimi yapan tek partidir CHP…
CHP Tarihini bilenler bilir ki; bu parti Türkiye'de batılı anlamlarda değişimi yapan ilk partidir.
Ama ne üzücü ki kendi üye ve yönetim tarzındaki değişimleri aynı hızda diyemeyeceğim.
Değişim; “Hadi değişelim” demekle olmaz.
Değişim; “Ali gitsin Veli gelsin” demekle de olmaz.
O zaman; “Değişim ama nasıl bir değişim?” sorusunu sormamız gerekir.
Toplumsal değişme, toplumsal yapıdaki farklılıkları ifade etmektir.
Yani yaşayış biçimi, kurumlar ve daha birçok unsurun değişimi ile toplumsal değişme yaşanmaktadır.
Bunların birkaç yan unsurları elbette olacaktır.
Kentsel, kırsal, eğitim, kültür gibi etkenler bu değişimi tetikleyen en önemli unsurlardır.
Toplumsal değişim neticesinde yeni bir düzenin ortaya çıkması, toplumu doğrudan etkilemektedir.
Bu yüzden toplumsal değişmenin en önemli özelliği yeni bir düzenin oluşmasıdır.
Zaten toplumsal değişim genellikle zorunlu haller ile ortaya çıkmaktadır.
Toplumsal değişimin gereği ortaya çıkan bu yeni düzeni kim yönetecektir?
Eski köhnemiş kafa ile yeni bir toplumsal değişimin, yeni bir düzenin oluşması mümkün mü?
2012 Yılında Genel Başkan olan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ilk konuşmasında değişime işaret etmedi mi?
Bizler de isimlerin değişimini değişim olarak kabullenerek bugüne kadar gelmedik mi?
Şimdi Kemal Bey’in karşısına dikilenler bir değişim türküsü tutturmuş gidiyor…
Yanlış soru yanlış cevabı gerektirir.
Kemal Bey gitsin, bir değişim olsun lafı yanlış bir söylemdir.
Kemal Bey başarısız oldu diye gitsin lafı daha doğru bir yaklaşım gibi geliyor.
Genlerinde toplumsal değişimin olduğunu söylediğimiz CHP de artık şu kültür oluşmalıdır:
Başarılı olamayan gider. Hem de bir daha hiç dönmemek şartı ile.
Şimdi gelelim Değişim Türküsünü koro halinde söyleyenlere:
Değişim elbette iyidir, ona diyecek bir şey söz konusu olamaz.
Ama nasıl bir değişim?
Şu değişimin alt yapısını bir söyleyin!
Örneğin değişim korosunun gündeminde şunlar var mı?
---- Parti yönetiminin elitlerin elinden çıkması! (Daha doğrusu kendini elit sanan çakma sınıfın elinden çıkması.).
---- Tüzüğün yeniden yazılması!
---- Delege sistemine son verilmesi!
----- Aday olanların ön seçimle seçilmesi!
----- Üyelik sisteminin tümden yok edilerek sağlam bir aidat sistemine bağlanması, parti ideolojisinin bilinmesi, Cumhuriyet ve Laik Sistemi kavraması. Bu niteliğe sahip olmayan üyelerin kesinlikle üyeliğe kabul edilmemesi!
-----Kotaların kaldırılması. Kadın ve gençliğe verilen kota rüşvetine son verilmesi. Sosyal Demokrat bir partide kadınlara da gençlere de eşit şekilde siyaset yapma alanlarının açılması.
Değişimcilerin bu ve buna benzer ne gibi bir değişim yapacaklarını kamuoyu ile paylaşmaları gerekir.
Sadece; “Ali Gitsin Veli gelsin görüşü” hiçbir şey değiştirmeyecek, hiçbir değişim sağlamayacaktır.
Olacakları şimdiden söyleyeyim:
Çakma üyelerin oluşturacağı çakma delegeler olacak, o çakma delegeler de Kurultay Delegesini oluşturacak.
Yine Eski Tas Eski Hamam vaziyeti devam edecek.
Ve bir on yıl sonra bizler halen anlamını dahi bilmediğimiz değişim, değişim diye tepinip duracağız.
Allah Aşkına birazcık onur varsa; başarılı olmayanlar toplumun önüne partinin önüne takoz olmaktan bir vaz geçsin.
Yorum Yazın