CHP'nin “Değişim” diye yola çıktığı kadroların nasıl bir yol izleyeceklerinin belirtileri aday belirlemede az da olsa kendini belli etti.
Değişimi ve gençleşmeyi sadece yer değiştirme ve biyolojik yaş olarak ele alan bir zihniyet ne kadar değişir, değişirse nasıl bir dönüşüme uğrar hep beraber göreceğiz.
31 Mart’a kadar görevi devam edecek ve CHP’nin rozetini taşıyan birisi başka partiden aday olabiliyor.
Yıllarca partinin Belediye başkanlığını yapan, Milletvekilliğini yapan kolayca partisinden ayrılabiliyor.
Pekiyi de bu kolayca saf değiştirmeler neyin habercisi veya daha önceki yanlış seçimlerin sonucu mu?
O zaman şu soru aklımıza gelmez mi: “Şimdiki seçtiklerimiz beş yıl sonra ne yapacak?”.
Yıllarca söylenir durur; “Siyaset, temellerini ideolojiden alan bir kadro hareketidir. Sen, ben, bizim oğlanla olacak iş değildir.”.
Şimdi tüm bu olayların neticesinde CHP'nin yeni yönetimi Dönüşüm yerine Değişimi seçtiği için mi bu Konformist tavırlar içinde?
İnsanların içinde yaşadığı gerçeği yeterince anlamayıp, onu geleceğe doğru dönüştürme becerisini de gösteremeyeceklerini kavramanın en belirgin yolu geçmişle ne kadar ilgilendiklerine bakmaktır.
CHP'de son dönemde yapılan tartışmaların en önemli noktası bu.
Ne içinde bulunduğumuz koşulları anlayabiliyor ne de gelecek hakkında bir yol göstericilik yapabiliyor.
Siyasal dönüşüm temel bir kavramdır!
Değişimin dinamikleri 21. Yüzyıl Sol Değerlerinin hangisini içeriyor?
Sol değerlerin günümüzde ifade ettiği anlamı keşfedip CHP'nin ideolojik dönüşümünü sağlaması gerekmez mi?
Aman canım şimdi bunlara ne gerek var. Asıl olan bizim seçim kazanmamız ve esas oğlanı parlatmamız diyorsunuz belli.
İşte o zaman da; “Vay anasını be nasıl olur da bizim başkan gününü bile doldurmadan yol değiştirdi” diye ağlamayacaksınız.
Toplumsal dinamik devrede olmadığı, ideoloji üretmediği siyasete sınıf temelinde bakılmadığı için CHP hiçbir ilerici, yenilikçi hareketi ileriye götüremez.
Dönüşüm direnç göstermektir, kırılmaktır, geçmişin öz eleştirisini yaparak sıfırlanmaktır. Geleceğe odaklıdır. Temelini siyasi omurga belirler. Omurganın hamuru sınıfsal ve ideoloji katmanlarından yoksun olursa bükülür, eğilir, dereyi geçerken de at değiştirmeyi normal bir siyasi kıvraklık olarak görür.
Değişim Hareketinden hepimiz umutlu idik ama ne yazık ki hiç de iyi bir sınav veremediler.
Değişimi sadece sen git ben geleyim olarak algılamanın derin hoyratlığını yaşamaktalar.
Partinin en önemli kadrosunda bulunup bir gün bile boşa çıkınca saf değiştirenler bu neyin habercisi sizce.
Bu partinin geçmişi taa ki “Anadolu Solu” soytarılığından başlar Ekmelettin olayı ile olgunlaşır.
Bugün ise zehirli meyveleri ikramı olur.
Tüm bunlardan ders çıkarılmaz ise geçmişe bir bakın onlar da sizler gibi dar alanda top çevirmişlerdi hiç şüpheniz olmasın.
İnanın sizin sonunuz da öyle olacaktır.
Çünkü Tarihin akışını kimse değiştiremez.
Kapalı kapılar arkasında aday belirleyenler bu ne tahammülsüzlük, bu ne dar kadroculuk, bu ne pişkinlik…
Ön seçim yapacağız, herkesi kucaklayacağız sözünüzün daha mürekkebi kurumadı.
Hiçbir iddiası olmayan illerde bile hizipçiliğin dibini yaşamak neyin nesi?
Sonra ne kazandıracak size?
Partinin en kaba bir fikrinden bile habersiz insan tanecikleri ne verecek sizlere?
Cevabını mı arıyorsunuz;
Geçmiş tozlu raflara bakabilirsiniz.
Yorum Yazın