Hareketin en genel tanımını veren kavram.
Maddeye uygulandığında, hareket değişmenin ta kendisidir.
Değişme kavramı en genel ve en soyut şekilde, nesnel gerçekteki tüm fenomenlerin ve nesnelerin sürekli bir başkalaşma içinde olduğunu dile getirir.
Değişim; nitelik ya da nicelik bakımından olabilir.
Bu iki tür değişme, nicelik değişmelerinin nitelik değişmelerine dönüşmesi şeklindeki diyalektik yasa tarafından belirlenen bir ilişki içindedir.
Değişimin özel bir biçimi de gelişmedir.
Bu anlamda, her gelişme bir değişmedir.
“Uzun ya da kısa bir zaman aralığından sonra bir gelişme sürecinin uğrağına dönüşebilir.". (Engels)
Büyük Filozof Engels yoldaş yıllar önce böyle demiş demesine de insanlık yine kendi anladığı biçimde yorumlamış.
Sayısını unuttuğum seçim yenilgisinden sonra CHP'de bir Değişim Türküsü tutturulur gider.
Tamam değişim olsun, olmasın diye bir şey yok da nasıl bir değişim?
Haydi değişim yapalım demek bir değişim mi? Her şeyden önce bu değişimi kim yapacak? Nasıl yapacak?
Bizim gibi Evrimini tamamlamamış toplumlarda değişim hep sancılı olmuştur.
Anayasamız birçok defa değişti. Özgürlük ve Demokrasi adına güzel laflar edildi ve bizlerin önüne kondu. Bizler de bilmediğimiz maddeleri onayladık.
Çok güzel bir Anayasamız oldu.
Ama o Anayasa hiçbir iktidar tarafından uygulanmadı
Bu manada yola çıkarsak CHP'nin tüzük ve programı birçok kez değişti ama hiçbir yönetici bunu hayata geçirmedi.
Pratikte uygulamayacağın bir değişimin ne faydası olacak?
Biz elimizdeki Tüzük ve programı uygulama alanımıza sokmaz isek yeni bir değişim söz konusu olabilir mi?
Değişim isteyen bir genel merkez bu değişimi kimle yapacak?
Örgütlerle…
Adam iki yıldır örgüt toplantısı yapmadı nasıl olacak bu iş?
Peki örgüt kendi içinde ne yaptı?
Seçim yenilgisi alındı tabanın haberi yok!
Başka partinin listesinden seçime girildi partini tabanının haberi yok.
İl Başkanı, İlçe Başkanı değişti, dar alanlarda kısa paslarla geçiştirildi.
Böyle bir örgütün Genel Merkeze sen git veya değiş demeye hakkı varmı?
Önce sen bir değiş veya sen bir git ki değişim aşağıdan yukarıya olsun.
Örneğin; ortada delegesinin olduğu bir yerde sıfır oy alan bir parti, üyesinden aşağı oy alan bir parti varken bu durum karşısında örgütler ne yaptı? Tüzüğün kurallarını işletti mi?
Bu kurallar işletmeyeceksen değişim neye yarayacak?
Çözüm; CHP gerçekten değişim istiyorsa, iktidara gelmenin yollarını arıyorsa ilk iş 81 il örgütü ve Genel Merkez istifa edecek. Geçici olarak partinin üst yönetimine bir kurul atanacak. O kurul tüm üyeleri silecek, yeniden üye yapılırken bazı kıstaslar getirilecek ve o sağlam, yandaş üyelerin seçtiği ilçe, il, genel merkezi oluşturacak.
Şimdiki üye yapılanmasının seçtiği bir delege ve bu delegenin seçtiği bir örgüt benim gözüm de yok hükmündedir.
Partisine oy vermeyen bir delege nasıl partiyi yönetecek, örgütü seçecek.
Bu kısır döngü devam ettiği sürece bu iş yine sarpa saracak benden demesi.
Şimdiden hizip hareketleri başladı aman partiyi ‘Kırmızı Güçlere’ teslim etmeyelim.
Hiç kendini yorma sayın hizipçi arkadaş!
Kıçı ile başı ile senin olsun.
Sen bu oyuncaklarınla bir süre oyalanmaya devam et.
Genel Merkezin hatası saymakla bitmez ama kendi başarısız konumunu da genel merkeze atmakla sabahın olmasını önleyemeyeceksin.
Başta Atatürkçüler, Sosyal Demokratlar, Yurtseverler, Devrimciler; bu köhne yapının sona ermesi için sen de susma ve boykot hakkını kullan.
Dar alanlarda, bürolarda şekillenecek delege ve yönetim kadrosunu kabullenme ve hiçbir seçme ve seçilme durumunu kabullenme.
Partiyi kendi Kanarya Sevenler Derneği gibi kullananları kendi yandaş ve kaderleri ile baş başa bırak.
Bu partide elbette Devrimci Gençler vardır.
Gençlik unutma:
Bu partiyi ve Cumhuriyeti Mustafa Kemal Atatürk size emanet etti.
Davana sahip çık, senin misyonun sadece bayrak asmak ve gel git işlerine bakmak değil, senin vizyonun harekete sahip çıkmaktır.
İlk kıvılcımı sen çak.
Gelecek senin elinde.
Emanetini koru ve yönetime el koy.
Yorum Yazın