“Nerede Beleş Oraya Orya Yerleş, Bal Yiyen Parmağını Yalar, Bedava Sirke Baldan Tatlıdır”.
Ahalimiz bunlara benzer ata sözleri ile büyüyüp şekillenmiştir.
Bakmayın siz ahlak, dürüstlük, haram para gibi mavallara!
Ahalimizin ancak kendi çıkarına dokunduğunuzda dürüstlük, ahlak aklına gelir.
Kendilerinin durumu iyi olunca hiçbir şeyleri gözleri görmez.
İşte bu ahalinin içinden çıkan Milletvekilleri bizleri yönetir.
Emekli maaşı işe yaramayınca, en büyük paramız Yüz Liranın alım gücü 20 Tl. ye inince, karpuzu dilim alınca, et, peynir, yağ gibi temel gıdaların yanına yaklaşamadığını görünce aklı başına geldi ahalimizin.
Ya değilse ahalimiz de dümenden çok dolar yaktı, portakal bıçakladı.
Doya doya, döne döne “Avrupa Çatlasın, Dünya Bizi Kıskanıyor” sözleri eşliğinde çok oynadı.
Hatta bir rivayete göre kaşıklar kırılana kadar oynadı, neredeyse zil döktürmeye karar vermişlerdi.
Sarayın günlük masrafı milyonlarca para dediler ahalimiz; “İtibarda tasarruf olmaz" dedi.
Yüzlerce, binlerce insanlar beş on yerden maaş aldı ahalimiz; “Olsun zenginlik böyle bir şey” dediler.
Geçmediğimiz köprü, uçmadığımız hava, limanı yatmadığımız hastanelerin parasını ödedik; “Olsun” dedi koro halinde ahalimiz.
Ta ki kendi sinir uçlarına hançer dokununca ahalimizin zaten olmayan aklı başına gelir gibi oldu be kez de tam tersine “Nerede bu Devlet, Nerede bu muhalefet” dediler.
İşte tam zurnanın zurt dediği dönemde Asrın Lideri çıktı Tasarruf Tedbirleri Genelgesini yayınladı.
İyi de siz demiyor muydunuz “İtibarda Tasarruf Olmaz” diye.
Diyanet İşleri Başkanı demiyormuydu; “Allah fakirleri sınar. Siz şükür edin” diye.
Bu neyin tasarrufu?
Zaten bir devlet normalinde tasarruf etmez mi?
Devletin bir kuruşunu harcarken on kez düşünmez mi?
Bakalım elin memleketlerinde bu nasıl:
Dünyanın en zengin ülkesi ABD de Başkan Beyaz Sarayda günlük harcamasını kendisi öder.
Hiçbir ABD Başkanı değeri 250 Doları geçen hediyeyi alamaz. Şayet alırsa sarayın envanterine işletir.
Almanya Cumhurbaşkanı bir eyaletin Başbakanı iken bir arkadaşı ile tatile gider. Arkadaşı 700 Euro’yu ödedi diye adam istifa etti.
Biz de 25 Aralık Olaylarında görevden alınan bakanların oğullarına “Türkiye Sizinle Gurur Duyuyor” demedik mi?
Üçkağıtçı İranlı İş Adamına “Milli” demedik mi?
Gelişmiş Dünya Ülkelerinde yöneticiler Devletin bir kuruşunu yiyemez. Yerlerse de o görevde bir dakika duramaz.
Hani Ahlak sadece bizden sorulurdu!
Bizim dışımızdaki herkes her şeyi yapar havasındaydı!
Tasarruf Genelgesi çıktı değil mi:
Zaten tee 10/12/ 2003 Tarihli 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu çıkmadı mı?
Bu kanuna rağmen Genel Bütçeyi denetleyen Sayıştay’dan bu yetkiyi bu hükümet almadı mı?
Saray dediysek de hemen göze Asrın Liderinin Sarayı gelmesin.
81 ilde de saray mevcuttur.
Ahalimiz devlet büyüklerimizin saraylarda kalmasını çok sever.
ABD Devlet Başkanının Beyaz Saray’da günlük kendi kişisel masraflarını başkan cebinden öderken,
Bırakın Asrın Liderinin Sarayını, 81 İl Valisinin Konağındaki tüm harcamalar Özel İdareden ödenir.
Yani halkın vergilerinden ödenir.
Her yerimiz, sağımız, solumuz saray mübarek.
Resmi Arabaları önceden plakalarından tanırdık oysa şimdi tüm kamusal alanda kullanılan araçlar kiralık.
Kimden kiralandı, nasıl kiralandı, kim kullanır bilen var mı?
Hani 5018 Sayılı Yasamız vardı!
Yasalar da dürüst insanlar için dememiş mi düşünürlerimiz.
Tüm bu yarenlikten sonra, yine yarenlik düzleminde canım anla işte.
Aksarayımızın Medarı İftiharı Basınımız yarenlikten; “Aksaray Kamusal Alanı içinde Belediyesinde, Vilayette kaç kiralık araç var? Bu araçlar nereden ve kimden kiralandı?” diye bir başlık atsa.
Yarenlikten yanlış anlamayın ne cevap alırız acaba.
Basınımızın bu haberini ihbar sayıp siyasi partilerimizin il başkanları dillendirse”.
Yine şakacıktan Aksaray Milletvekilleri ilgilense ne olur!
Hiç değilse ahalimiz ödediği vergilerin nereye harcandığını bilseler kötü mü olur.
Suyu üfleyerek içen vekillerimiz de büyük bir vebalden kurtulsa kötümü olur.
Bir şakacıktan soru da ben sorayım aramızda ki sevgi bağına dayanarak.
Biliyorsunuz siyasi partilerin gelirleri hazineden ödenir. Her harcama da şeffaf ya.
Soru; “31 Mart Yerel Seçiminde Başta AKP, CHP, MHP, İYİ PARTİ olmak üzere Genel Merkezden örgütlerine ne kadar para geldi?”.
“Canım sen de fazla oldun. Ne karışırsın bizim örgütümüzün parasına” demeyin.
O paralar bizim vergiler bir,
İki, öbür partileri bilmem ama CHP Tüzüğünde yazar “Her partilinin harcamalardan bilgi sahibi olma hakkı var” diye.
Bunlara güvenerek ve sizlerin objektif vaziyetlerinize güvenerek bu soruyu sordum.
Gücenmek yok.
Güceniyorsanız, vallahi darılırım bakın…
Yorum Yazın