Dini kendi çıkarlarına kullanan cahil-yobaz- tarikatlar ve onun sevicilerinin Ebu Hanife’nin (İmam-ı Azam) zehirlenmeden önce yazdığı son vasiyetini bilmemeleri mümkün değil.
Zalim yönetimlere karşı çıktığı için Abbasi yöneticileri tarafından ağır işkencelerden geçirilen ve sonunda zehirlenerek öldürülen Hanefi Mezhebinin Kurucusu Ebu Hanife bakın ne diyor:
(Amacım Ebu Hanife Hazretlerini referans alarak insanlık ve dünyanın geleceğini şekillendirmek değil elbette. Amacım yarı cahil kendi koltuğunu ve çıkarlarından başka hiçbir şey düşünmeyen, dini kendi siyasi emellerine alet eden ve bu düzlemde onların peşinden giden insanlara bir hatırlatma amacındadır.).
Ebu Hanife’nin zehirlenmeden önce yazdığı vasiyetnamesi bazı bölümler: (Kaynak; Kehhale, Mu'cemü'l ellifin.).
--Bir insanın Mü'min olduğunu ibadeti belirlemez.
--İslam'da din adamları veya evliya diye bir sınıf yoktur.
--Beşeri ilişkilerde dindarlık ölçü değildir.
--Namaz kıldırdığı için para almak helal değildir.
--İmana dair son sözü Allah söyler.
--Din için toprak gasp etmek Mülkiyeti başkasına ait bulunan bir malı zorla almak meşru değildir.
--Evlenme ve eş seçme hakkı kadının kendisine aittir.
--Arapça kutsal dil değildir, kutsal olan anlamıdır.
--Kur'an'a aykırı rivayetler, kaynağı ne olursa olsun reddedilir.
--Haram para ile hasenat yapılmaz.
--Zulüm yapan idareciye hediye verilmez,hediye alınmaz.
--Ben en büyük zenginliği helal ve haram ilmini öğrenmekle eriştim.
--Devlet başkanı sana bir mesele arz ettiğinde, söylediklerini kabul edeceğine kani olmadıkça o meseleyi çözmeyi kabul etme.
--Ancak ilmi bir ihtiyaçtan dolayı devlet başkanı ile yakın ilişki içinde ol. Onun yanında ateş içerisindeymiş gibi ol. Çünkü Sultan kendisi için istediğini başka hiç kimse için istemez.
--Hakk'ı söyleme konusunda sultan dahil hiç kimseden korkma.
--Hiç kimseyi küçük görme.
--Onların zulümle yaptığı camilere gitmekten vazgeçtim. Çünkü insanı toplumdan uzaklaştıran din değil, onların geleneksel dindarlıklarıydı.
--Eğer hak nedir, batıl nedir, haklı kimdir haksız kimdir bilmezsen, kimi seveceğini ve kime buğzedeceğini bilemezsin.
Binlerce yıl önce yazılmış bir vasiyetname hala bunları uygulamada bir arıza varsa çok derin düşünmek gerekir.
Hala ne idüğü belirsiz cahil yobaz tarikat mensupları at oynatıyorsa burada bir hastalık var demektir.
24 saat başkalarına küfür edin, aşağılayın, kafir, dinsiz deyin hiçbir şey değişmez.
Değişecek olan sensin.
Hem dindar geçineceksin hem haksızın, zulmedenin yanında olacaksın, on yerden haksız maaş alacaksın, Mercedeslere bineceksin, birilerini dinsizlik ile suçlayacaksın öyle mi!
Geçin bunları.
Binlerce asır geçmiş, dinini bilmeyen bir zahmet edip de kutsal kitabı bir defa bile okumayan cahil yobaz sevicileri kimseye dindarlık taslayamaz.
Tüm olumsuzlukları son yüz yıldır Cumhuriyet ve onun değerlerinde arayanlara sorarım ‘onca yüzyıl neredeydin?’.
İslam Ülkesi bir tek Türkiye’mi?
Öbürlerinde ne aradın ne buldun?
Bulamazsın, bulamayacaksın da!
Çünkü kendin boş teneke cahil bir insandın.
Cahil bir adamın, bir toplumun, bir liderin insanlığa vereceği hiçbir şey yoktur.
Asırlarca veremediği gibi bundan sonra da veremeyecektir.
Yorum Yazın