Herkes her şeye bakar ama ne görür ne fark eder bilemeyiz.
Asıl mesele doğru baktığını doğru görmek ve yolu o şekilde tamamlamaktır.
Milyonlarca insanın bakıp da görmediği yine milyonlarca olay vardır.
Önemli olan bizi yöneten siyasilerimiz ve onları o noktaya taşıyan ahalimizin neye nasıl baktığı ve gördüğüdür.
Uzmanlarımızın ortak görüşü; “Bakmak sadece gözle olur. Görmek; akıl, kalp ve gözün devreye girmesiyle gerçekleşir. Bakmak bir göz hareketi, görmek bir bilinç faaliyetidir. Bakışta geçicilik, görüşte seçicilik vardır” şeklindedir.
Bu konuda bir de Mevlana’nın görüşüne baş vurma gereği duydum!
Mevlâna herkes tarafından bilinen bir şahsiyettir.
Bir de Aksaray'a daha yakındır.
(Biz diyar elleri pek sevmeyiz de.).
“Bakmakla görmek arasındaki fark nedir?” diye sormuşlar Mevlana'ya cevaplamış:
“Senin baktığına herkes bakıyor. Ama ya görebildiğini herkes görebiliyor mu? Aralarındaki tek fark sensin.”.
Mevlana Dergahı bize yakın dedim ya!
Aksaray’dan değişik günlerde Mevlana Hazretlerinin yattığı mekanı ziyarete gidilir.
Hatta çoğu sivrilerimiz tarafından Mevlana ziyareti yarı Umre sayılarak gidilir.
Herkes hangi duygularla giderse gitsin bu beni ilgilendirmez.
Ama yazımızın başlığına da uygun düştüğü için benim de bir soru sormak hakkım vardır.
Aksaray'dan yola revan olan, Konya'ya varınca duble Bıçakarası Etli Ekmeğini yiyen ve üstüne bir sürahi ayran içen arkadaşa soruyorum:
“Mevlana Hazretlerinin Mekanına baktın ama ne gördün? Bir satır Mevlana hakkında birşey okudun mu?”.
Geçtiğimiz günlerde İYİ Partide Genel Başkan Değişti.
Meral Hanım seçimlerde partisinin başarı göstermediğini düşünerek Genel Başkanlıktan ayrıldı.
Basınımız da, eli çubuklu yorumcularımız da, hatta ahalimiz de değişik değişik yorum yaptılar, Meral hanımın gün görmemiş yanlışlıklarını buldular.
Buna benzer bir sürü saçmalıklar serisi sergilediler durdular.
Çok ilginçtir ama bir kişi de demedi ki; “Kutluyorum Meral Hanım. Çok az kişinin gösterdiği siyasi olgunluğu göstererek istifa ettin.”.
Siyasetin kaçınılmaz Evrensel alışkınlıkları başaramaz isen gidersin.
Ne yazık ki toplum olarak biz yine baktık göremedik.
Oyları düşen örgütler, partisi başarısız olan Genel Başkanlar Meral hanıma bakmayın görün de biraz utanın.
Her Salı hepimizi azarlayan, tehdit eden Sayın Bahçeliye de bir sorum olacak:
“Hemen efelenmeyin. Sen kimsin de soru soruyorsun?”.
Vatandaş olarak soruyorum!
Hatta sizler koşulsuz, sorgusuz itaat ettiğiniz için sizin adınıza da sormuş oluyorum.
Hamas üzerinden Ekrem İmamoğlu'na yüklendi aklı hala İstanbul Seçimlerinde.
Fazlada dert etme sayın Bahçeli!
Partin İstanbul’da kaçıncı parti.
Neyse konumuz o değil.
Sayın Bahçeli Filistin konusunda Kurucu Genel Başkanın ne diyor, siz ne buyuruyorsunuz!
Meraklılara duyurulur;
Alpaslan Türkeş'in Filistin konusunda kendi sesi ile ne dediğine bakın, bir de Bahçeli ne diyor ona bakın.
Pardon görün diyecektim
Yorum Yazın