"İnsanlara öyle aldatıcı yıllar gelecek ki o zaman yalancılar doğrulanacak, doğru sözlüler de yalanlanacaklardır. O zaman hainlere güvenilecek, güvenilir olanlar da ihanetle suçlanacaklardır. İşte o zaman ruveybida konuşacaktır. Dediler ki : Ruveybida da nedir?
Buyurdu ki: Kamunun işleri hakkında ( söz sahibi olan) aşağılık adamlardır"
Devlet gücünü ideolojisinden alır. Günümüzde ideolojik olmayan devletlerin hiçbiri büyük devlet olmadığı gibi, ekonomik, askeri gücü ne kadar fazla olursa olsun büyük devlet olma olasılığına da sahip değildir.
İşte Atatürk döneminde Türkiye Cumhuriyeti büyük devlet olma gücünü onun kurucu felsefesindeki ideolojisinden almaktadır. Bugün iktidar iktidarlığını korumak, muhalefet iktidara gelmek için her yolu mübah görürse işte o zaman tuz kokar. Zaman gelir oportunist siyasetçilerin esiri oluruz. Zaman gelir sağ sol, sol sağ olarak olunur.
Zaman gelir ahlaki değerlerin hepsi elimizden bir bir kayar gider.
Hangi toplumda yaşarsanız yaşayın, hangi mevkide olursanız olun toplumun ve fertlerin adı konmamış bir yasası vardır
Bu adı konmamış yasaların belirleyici kaynağı o toplumu ayakta tutan sınıfsal değerleridir.
Yukarıdaki giriş sözü yüzyıllar önceden günümüze aktarılan son peygamberin sözüdür.
Bu söz çevresinde bile analiz yaptığımızda günümüzde dini değerleri kendi siyasi amaçlarına kullanan kişilerin ve toplumların hiç de hoş bir durum teşkil ettiği söylenemez. İnsanların makamları, etiketleri, zenginlik ve fakirlikleri göreceli bir kavramlardır. Bunların hepsi gelip geçicidir. Ama gelip geçerken de bu toplum çok yara almaktadır.
Günümüzde ve geçmişte Birçok düşünür, siyasetçi, konumlarını korumak içi her yolu denemiş ve deniyorlardır. Geriye baktığımızda bom boş bir enkaz kalmaktadır.
Toplumlar kendilerini yöneten yöneticilerin bazı kıstaslarını es geçemez. Bizi yöneten yöneticilerden her şeyden önce dürüst olması beklenmelidir.
Dürüst olmak da yetmez:
Dürüstlük zaten insan olmanın özelliklerinden biridir. Yönetici topluma ne yaptığını ve ne yapacağını en erdemli şekilde sunmalıdır. Beceremiyorsa başaramıyorsa o koltuğu terk etmelidir. O koltuğu korumak için her yolu mübah görmemelidir.
İktidarda olanlar ise, o makamda kalmak için her şeyi yıkıp kırmamalıdır toplumun ayarları ile oynamamalıdır. Kendi çıkarları uğruna kendi tatminsizliğini giderme uğruna her yolu mübah görmemelidir.
Yorum Yazın