Her seçiş teorik olarak bir vazgeçiştir.
Hayat seçimlerden ibarettir.
Bir yola girmeyi seçtiğiniz anda otomatik olarak diğer tüm olasılıklardan vazgeçmiş olursunuz.
Bu özdeyiş ekonomi bilimini en iyi tanımlayan cümle hatta ekonomi biliminin ta kendisidir.
İmkanların sınırlı oluşu üzerine kurulu, sınırlı imkanlarla çok sayıda ihtiyaçları karşılama çabası.
Elimizdeki imkanları öyle kullanacağız ki; sonuçta o imkanlarla çok sayıda ihtiyaçlarımızı karşılama çabası sonuca ulaşacak.
Elinizde 100 TL. var ve bununla sinemaya da gidebilirsiniz bir lokantadan yemek te yersiniz ama temel ihtiyacınıza göre birinden vazgeçmek zorundasınız.
Yani birini tercih ederseniz öbüründen otomatik olarak vazgeçeceksiniz demektir.
Siyasi tercihlerimizi belirleyen unsurun ekonomi olduğunu kabul edersek M. Kemal Atatürk'te İzmir iktisat Kongresi ile tercihini yaparak başka modellerden vazgeçmiştir.
Erdoğan iktidara gelince “Milli Görüş” gömleğimi çıkardım diyerek o görüşten vazgeçtiğini, başka bir tercih noktasına geldiğini anlıyoruz.
AKP ve CHP Genel Başkanlarının buluşması toplum açısından, toplumun gerilmemesi açısından doğru bir karar olarak okunabilir.
Toplumun kutuplaşmaması adına iyi de olabilir.
Ama CHP Genel Başkanı, kendisinin de içinde bulunduğu Kılıçdaroğlu Dönemi Siyasi Yaklaşımını terk ederek tercihini gelinen sonuç üzerine kurmuştur.
İyi mi yaptı, yanlış mı yaptı bunu ilerleyen zaman diliminde göreceğiz.
22 yıllık iktidarı döneminde ekonomiden tutun da Dış Politikaya kadar duvara toslamış bir iktidar lideri ile neyi konuşacaksınız?
Size göre tüm bu olumsuzlukların baş kahramanı Sayın Erdoğan Değil mi?
Siz onunla Demokrasi ortamı içerisinde mücadele etmek yerine onunla Türkiye'nin sorunlarını tartışmayı tercih ettiniz.
Yani önceki görüşlerinizi terk ettiniz.
Her yönü ile duvara toslayan iktidarın dümen suyuna düştünüz.
İktidar hayat pahalılığını ve gündemi unutturmak için Anayasa ve buna benzer sorunları dile getirerek zamanı geçiştirmeye çalışırken bu da neyin nesi!
2010 Yılında Anayasa değişmedi mi?
Hem de bu iktidar eliyle.
Hem de “Yetmez Ama Evet Tayfası ile.
Mevcut Anayasayı uygulamayan bir iktidarla değişecek bir Anayasaya bağlı kalınacağını kim garanti edebilir?
Muhalefetin görevi İktidara gelmek için kitlelere görüşünü yansıtıp o alanda mücadele vererek iktidar olmaktır.
CHP'nin Genel Başkanı Sayın Özgür Özel içinde bulunduğu A Takımının görüşlerini başka bir mücadele biçimine tercih etmiştir.
Hem de en son Mahalli Seçimde partisi birinci parti olmuşken.
Tercihi bu noktada ise nelerden vazgeçildiğini açık açık söylemesi gerekir.
Yandaş Basının kiralık kalemleri ve Muhalefetten geçinen sözde basın mensupları bu işten çok mutlu.
Genel Başkandan bahsederken; “Şimdi lider oldu, dizginleri eline aldı” gibi güzellemeler söylemeye başladı.
Sahi ne değişti?
Lenin; “Gittiğiniz yolu karşıtlarınız alkışlıyorsa bilin ki yanlış yoldasınız” demişti bir zamanlar.
Toplumu her türlü çıkmaza mahkum edenlerden medet umulmaz.
Medet halkın ta kendisidir.
Söyleyecek sözünüz varsa topluma anlatın.
Muhalefetin görevi iktidarla uzlaşmak değil iktidara gelmektir.
Siz bir şey tercih ederken nelerden vazgeçtiniz bunu açıklamanız gerekir.
Yorum Yazın