Siyaset ve politikanın arasındaki ince çizgi burada yatıyor galiba.
Herkes siyasetçi olabilir ama politikacı olamaz. Siyasetçi-Politikacının arasındaki farkı siyasi bilimciler şöyle tarif eder:
“Siyasetçi her nabza şerbet verirken politikacı strateji ve akıl yürütür. Siyasetçi kendini kasaba sınırları içerisinde hapseder, politikacı evrensel verilen ışığında akıl yürütür.”.
Hepimiz şunu düşündük aylarca; Bahçeli neden Erdoğan'ı seçti? Erdoğan neden Metin Feyzioğlu'nu Kıbrıs Elçisi olarak atadı? Mehmet Ali Çelebi; “Düğün Değil Bayram Değil” nasıl oldu da bir anda AKP'nin vatan millet aşkını keşfetti?
Hatırlayınız:
Bahçeli-Erdoğan arasında ki o sözleri yenir yutulur cinsinden değildi.
Hatırlayın, Metin Feyzioğlu-Erdoğan arasında ki o gerilimi.
Hepimiz koro halinde neler demedik ki.
Hatta Genel Başkanlığa layık görenden tutun, Kılıçdaroğlu’nun Tüzük Kurultayının başına getirdiği Metin efendiye ne payeler vermedik ki!
Aynı kesim şimdi hain dönek gibi suçlarla suçluyor.
Aynı şey Mehmet Ali Çelebi için de geçerli. Kısa siyasi ömründe üç partiden vekil olma şanına kavuşan Çelebi efendiye de az övgüler düzmedik. Hatta onu Milletvekili yapanları teğet geçtik.
Anadolu İnsanı dereyi görmeden paçayı sıvamayı çok sever!
Bunu bilimsel olarak süslersek Analitik düşünmeyi bir türlü öğrenemeyiz. Hemen sebep sonuç ilişkisine bakarak bir şey ya siyahtır ya beyazdır deriz.
Hatta bununla da efelenir övünürüz. "Ben net adamım arkadaş. Bir şey ya siyahtır ya beyazdır. Gri rengi falan tanımam” gibi efelenmede yaparız.
Hiç bir şey tesadüf değildir dedik ya, biz de altını doldurmaya çalışalım ve kısa bir geçmiş yolculuğu yapalım:
17-25 Aralık Yolsuzluk Operasyonundan bir hafta sonra Barolar Birliği Başkanı, Erdoğan ile ne görüştü?
Hem de bir sürü olaylardan sonra.
Ertesi gün, yani 5 Ocak'ta Erdoğan, Balyoz davasının yeniden görüşülmesini destekleyen bir açıklama yaptı!
Hani Balyoz davasının savcısı idi!
Feyzioğlu bir gün sonra, yani 6 Ocak'ta Silivri Hapishanesine gitti ve tutuklu İlker Başbuğ, Tuncay Özkan ve Doğu Perinçek ile görüştü ve müjdeledi:
“İttifak tamam.”.
‘(Cumhur İttifakı değil.). Hemen oradan gol atmaya çalışmayın.
Silivri'de görüşülen isimlere dikkat ettiniz mi?
Hep soru işareti olan kişiler
Hepsi; “Konuşsam ortalık karışacak cinsinden.”.
Konuş o zaman kardeşim! Elinden tutan biri mi var?
Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli birlikteliğinin ortak Cumhurbaşkanı Adayı vardı ya, hani adını ekmekle andığımız muhterem.
Bu ikilinin bir araya gelip sır gibi sakladıkları aday belirleme yöntemi kimin fikri dersiniz?
Yukarıda yazmaya çalıştığım kutsal ittifakın fikri.
Düğün değil Bayram değilken türban tekrar gündeme niye geldi dersiniz?
Hemen sonrası Metin Efendinin Kıbrıs Elçisi olarak atanması bir tesadüf müdür?
Metin Efendiyi gözünüzde küçümsemeyin. Cuntacı bir aileden gelmektedir kendisi. Bu aile her dönem "DERİN" ilişkileri olan insanlardır.
Ben her halükarda Bahçeli’yi severim. Beni çok güldürür. Az da olsa o ilişkiye de bir göz atalım.
Hani 7 Haziran Seçimleri olmuştu.
Derin güçler sistemle oynamasa HDP bir sonraki seçimde Ana Muhalefet olur denilen dönem.
Bahçeli, ortada hiç bir şey yokken AKP'ye çağrı yapınca şimdiki düzene geçilmedi mi?
Hatırlayın o dönemde herkes nasıl olur bu iş diye Bahçeli'ye neler neler söylemedi ki.
Halbuki o dönemde bu işler tesadüf değildi. Kutsal İttifak kurulmuştu.
Herkes, bu ittifakın değişik şıkları olmasın sakın! (Aklıma da gelmiyor değil yani.).
Eleştirirken helalleşme, türban neyin nesi?
Cumhuriyet’e ve Atatürk Devrimlerine sahip çıkılsın diyenlere olmadık laflar sayan arkadaşlara soruyorum:
Siyaseten ne kazanıldı? Erdoğan'a pas vermeden başka ne işe yaradı bu doktrincilik?
Seçimler yaklaşırken bu tür şeyleri daha da net göreceğiz.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun belli bir kesim tarafından yanlış yönlendirildiği kanısındayım.
Sayın Genel Başkan gecesini gündüzüne katarak partiyi belli bir ivmeye yöneltti. Ama burada gerçek partililer Genel Başkana yardımcı olmak istiyorlarsa "kral çıplak" diyebilmeli.
Belli bir kesim (bilinçli veya bilinçsiz) kim Genel Başkanı eleştirirse bir karşıtlık algısı oluşturmaya çalışıyor.
Siz canınızı hiç sıkmayın.
İnanın bizler daha çok seviyoruz Bay Kemal'i.
Bu karşıtlıktan sizlere ekmek çıkmaz benden hatırlatması…
Yorum Yazın