"İktidar mücadelesi yoksa, insanlık adına kaydedilecek bir tarih de yoktur. İnsanlık tarihi dediğimiz olgu acılarıyla ve kazanımlarıyla iktidar mücadelelerinin ürünüdür. Acılara bakarak iktidar mücadelesini olumsuzlaştırmak hak verilmesi gereken bir talep olarak görülebilir, fakat mümkün bir talep değildir. Çünkü insanlık adına kaydedilen kazanımlar da ancak iktidar mücadelesinin varlığı ile mümkündür.".
İktidar mücadelesi yoksa bir topluluğun kendi adına bir bilinci ya da tarihi de yoktur. Yazılı insan tarihinde iktidar mücadelelerinin özünü sınıfsal mücadeleler oluşturmuştur. İktidar mücadelesi olmadan yaşamış toplulukların varlığı antropologlar tarafından araştırılmış ve sonucunda geri kalmış toplumların sadece günlük ekmek, su haricinde bir mücadele vermedikleri görülmüştür.
Burada iktidar mücadelesi; bir partinin üyesi olmak ve neyi savunduğunu bilmeden mücadele verdiğini sananlara göre değildir. Esas mücadele sınıfsal ve düşüncesini iktidara taşımaktır.
Başkasına benzeyerek, başkası gibi davranarak, günlük, çıkarcı insanlar konumuz dışındadır.
Bu mücadele biçiminin en somut birlikteliği siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları ile mesleki örgütlerdir. Aynı mücadele akışı içinde birleşen insanlar kendi düşüncelerini hiçbir şekilde koşul aramaksızın vermek zorundadır!
Bu toplumsal siyasi hareketler elbette bulunduğu Ülkenin objektif ve subjektif değerlerini, toplumun sosyolojik yapısını iyi hesap etmek zorundadır.
Tüm bu hesapları yapan siyasi hareketler kendi ideolojisi çerçevesinde iktidara gelirler.
Bu mücadele ortamında bir dizi yanlışlıklar da yapılabilir. Önemli olan o yanlışlıkların kaynağını bulup doğru yoldan ilerlemektir.
Şimdi zamanı değil diyen kesim ayağının altından tüm değerler gittiğinin umarım farkındadır.
Elbette seçim kazanmak önemlidir. Ama sen, sen olarak kazanırsan önemlidir. Geçici başarılar eldeki değerleri de alıp götürür.
Şimdi soralım:
Şimdiye kadar onlarca hata oldu. Hangi Kurultayda tartışıldı, öz eleştiri yapıldı?
Ekmelettin aday oldu, kimseye hesap verilmedi. Diyanet Akademisi kuruldu CHP baş destekçisi oldu. Ayasofya olayı oldu, aman sırası değil diye ses çıkmadı!
Durup dururken Türban Yasa Teklifi kime ne kazandırdı?
Millet açlıkla mücadele verirken sırası mı idi?
Rakiplerini tek adamlıkla suçlayacaksın, bu tür kararları Parti Meclisinde tartışmadan ayak üstü Kanun Teklifi vereceksin.
Sağcılık yarışının CHP'ye kazandıracağı bir şey yoktur ama kaybettireceği çok şey vardır…
Elbette siyasi partiler toplumun her kesiminden oy isteyecek ama kendi ekseninden vazgeçmeyecek.
Parti yöneticileri, kendi toplumsal tabanlarını ve Laik seçmen kitlelerini çantada keklik sanmasınlar!
Önce iç kale sağlam olmalı ki dış kale fetih edilebilsin.
Politik mücadele tüm partililerin birinci derecede uğraşı olmalıdır.
Yorum Yazın