Reklamı Geç
Vista Prime
Aksaray
DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4
Ferda Bozkurt

Ferda Bozkurt

Mail: ferdabozkurt@gundemaksaray.com

İSLAM SAĞCI DEĞİL

Bu başlık Sözcü yazarı Soner Yalçına ait;

 Soner Yalçın Bu yazısın da "İttifak yapmak için kendinden vazgeçip, ötekine boyun eğmek şart mı?" diye sorarak, ”Bilkent Deklarasyonu'nda niçin Atatürk yok?” sorusunu yönelterek geçmişte Milli Görüşün ve şimdi Sadet Partisi'nin CHP'den daha solcu olduğunu kendine göre anlatmış.

Neredeyse Karl Marx'ı dindar olarak nitelemiş. Soner Araştırmacı ve dolu bir yazardır ama ona miras kalan "Aydınlık" Çizgisinden bir türlü çıkamamaktadır.

Yazının başlığından esinlenerek benim de aklıma şu soru a geldi:

“Bir insan hem Müslüman hem de Milliyetçi olabilir mi?”.

Araştırma derinleştikçe ilginç şeylerle karşılaştım. Ve insanların bilmeden araştırmadan hangi sığ denizlerde kürek çektiğine şahit oldum.

Önce işe İslami kesimin önde gelen entelektüel düşünürlerinin bu konuda ki yaklaşımını araştırdım.

Ortak görüş; İslam Milliyetçiliği yasaklarken, doğası gereği modern ve seküler bir ideoloji olan Milliyetçilik de İslam’ı reddeder. İslam evrensel ve barışçıl bir dünya düzeni öngörürken, milliyetçilik dışlayıcı, güce dayalı dünya düzeni öngörür. (yeni şafak)

İslam ve Milliyetçilik arasında ilişkiyi anlamak, hep sorunlu olmuştur.

Özellikle Türkiye'de olduğu gibi İslam'ı kullanan milliyetçi ve milliyetçiliği kullanan İslami gurupların çok olduğu ülkelerde bu ilişki daha karmaşık bir hal bir hal alır.

Hem tarihsel hem de teorik olarak İslam ve milliyetçiliği çatışırken, hatta birbirini tehdit olarak görüyorken, başta Türkiye, Mısır ve İran olmak üzere bazı Ortadoğu ülkelerinde bu iki kavramı yan yana kullanıldığını görüyoruz.

İslami düşünürlerin özellikle belirttikleri İslam inanca dayanır.

İslam'da dil, renk, ırk, kan ve soy birliğine dayalı milliyetçilik yoktur. Bu tezlerini hadislerden ve Kuranı Kerim’deki ayetlerle desteklemektedirler.

Bu konuda Milliyetçi kesimin önde gelen düşünürleri ne diyor?

Ülkücülerin Başbuğu olarak adlandırılan Alpaslan Türkeş'in yakın dostu, danışmanlarından Prof. Dr. İskender Öksüz, “Türk İslam Sentezi Yeşil kuşak taktiğinden başka bir şey değildir” demektedir.

Yine bu konuda Tuğrul Türkeş'in yakın tarih de verdiği mülakatta; " Türk-İslam Sentezi Ülkücülüğün iflası" diyerek Milliyetçilik ve İslam'ın ideolojik kalıplarına vurgu yapmıştır.

Milliyetçilerin önde gelen isimlerinden Nihal Atsız’ın İslam hakkında ki düşünceleri hepimizin yakından bildiği bir konudur. Oğul Yağmur Atsız Star Gazetesinde ki bir yazısında babasının Ateist ve Şamanlık arasında gidip geldiğini söylemiştir. MHP'nin adını aldığı 1969 Adana Kurultayında Partide Atsız gurubunun dışlandığı Türkçülük Akımının Türk-İslam Sentezi haline getirildiğini idea etmektedir.

Milliyetçilik ve Ülkücülük hakkındaki çalışmasında Akademisyen Fatih Yaşlının " Türk-İslam Sentezinin aslında ABD nin Soğuk savaş döneminde Komünizme karşı bir proje olarak oluşturduğunu idea etmektedir.

Görüldüğü gibi bu iki kavramın düşünce bazında birbirilerinin ne kadar zıt bir yapı izlediklerini görmekteyiz.

Buradaki amaç düşüncelere ideolojik ve Felsefi olarak yaklaşmaktır. Bizim kimsenin neye nasıl inanacağı hakkında bir düşüncemiz olamaz. İslam bir inanç meselesidir. Bir insan ister solcu, ister sağcı, ister arap, ister Alman olsun herkes her şeye inanma özgürlüğüne sahiptir.

Bu görüşü de zaten İslam düşünürleri doğruluyor.

İslam’ın bir inanç sistemi olduğunu bunun dili, rengi, kan bağı ırkı olamayacağını özellikle İslam’ın Irkçılığı ret ettiğini söylüyor.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar