Neo-Liberal Siyasetin en büyük kazancı toplumun her kesiminde siyaseti ‘Zübük’leştiren alan oluşturmasıdır.
İdeoloji bitti, sağ-sol bitti gibi kavramları öne çıkararak Ilımlı İslam Politikası yaratmasıdır.
Ne yazık ki bu gibi ortamlar da en çok “Kasaba Siyasetçisi” dediğimiz kişilerin işine yarar.
Nedir bu Kasaba Politikacıların ortak özellikleri:
-Her ortamda zenginliklerini ve Kariyerini dile getirmesidir.
-Kasaba politikacısının en önemli göstergesi; herhangi bir ilke, kural, standart, kuram bilgisi olmadan parasını ve kariyerini kullanarak siyaset yapmasıdır.
-Kasaba politikacılığı bir güce yamanarak, değer katmayan sadakat, sorgulamayan itaat, tartışmadan alkışlayan dalkavuklardır.
-Kasaba politikacılığı; farklı olan ve kendinden önde bulunan insanları karalayarak, çelmeleyerek, pusu kurarak, arkadan vurarak, düello cesareti göstermeden siyaset ortamında dolaşmaktır.
-Kasaba politikacılığı, siyaseti ayırma, gruplaşma, çatışma, düşman yaratma, sadece makam ve mevki arayışı, kişisel tatmin peşinde olmaktır.
Yani kısacası bizim bildiğimiz Zübük'tür.
Oysa siyaset, toplumlara yön verme sanatıdır.
Toplumların yönünü hep ileriye, eşitliğe, modern dünyaya taşımaktır.
Temel siyaset yapma biçimi yüzyıllar önce Platon ve Sokrates gibi filozofların görüşü üzerinden şekillenerek günümüze ulaşmıştır.
Siyaset; birey ve toplumları nasıl bir dünyada konumlandırmak için uğraş verme düzlemi içinde ele alarak bir toplumu oluşturan ve toplumun bir üyesi olan insanı adalet, özgürlük, eşitlik, hukuk, hak, yasa, birey, sivil toplum kapsamı içinde yoğurmaktır.
Temel ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için biraraya gelen, birbirleriyle ilişki kuran, ortak bir kültürü paylaşan, aynı toprak parçası üzerinde yaşayan insan topluluğudur.
Bu topluluğu sömürüsüz bir dünyanın parçası kılmak için siyaset yapar.
Siyasetçi Devlet kurumlarının dışında kendini yönlendirebilen, hak ve özgürlüklerini savunabilen özgür ve özerk kuruluşları yönlendirerek halkını baskı ve zulümden korumak için siyaset yapar.
İki türlü siyasetçi vardır:
Biri sermayenin ve düzenin bekçiliğini yapar, biri de halkın çıkarlarını koruyarak her türlü baskı, sömürü düzenine karşı çıkarak siyaset yapar.
Toplumda kendine en yakın siyasetçi tipini seçerek iktidara taşır.
Önümüzde bir yerel seçim var.
Adayların profiline bir bakın.
Geçen seçim başka bir partiden vekil olmuş belediye başkanı olmuş bu seçimde hurra başka bir partiden rahatlıkla aday olabiliyor.
Bu işler siyaseti omurgasız hale getiriyor.
Kendi makam ve mevkileri için halkı sürü haline getiriyor.
Siyasetçi hiçbir baskıdan çekinmeden hangi sınıfa hizmet etmek istediğini söylemeli. “Canım ben işte vatanım, milletim için buradayım” söylemleri inanın bayatladı iyice.
Yaklaşan seçimlerde gün yüzüne çıkan “Kasaba Siyasetçilerine” yol vermemek gerekir.
Kendi menfaatlerini ve sosyal statülerini artırmak için siyaset yapan her kimse kapı dışarı edilmelidir.
Yorum Yazın