Bir şehre yön veren insan toplulukları ve onların düşünen, yazan, yöneten siyasi kesimin izleri o şehrin her yönüne yansır
Bir şehri kent merkezine taşıyan ana unsur olan yerel yöneticiler kadar genel siyasi temsilcilerinin de izlerini görmek mümkündür.
Bir şehrin genel yapısındaki bu aktörler o şehrin gelişmişliğinde kültüründe kentli olma uğraşlarında büyük rol oynarlar. İnsanlar yapı olarak bencildir, egoisttir, menfaatçidir ama kendilerine politika zırhı giydiren her kişi bu olumsuzluklardan arınır.
Ülkenin ve bulunduğu şehrin kaynaklarını etkin kullanarak, insanın yaşamını zenginleştirmesinin önündeki engellerden biri de kasaba kültürünün baskın olmasıdır.
Elbette insan toplulukları bulunduğu şehrin kültüründen etkilenir. Ama siyasetçi ve politikacı bu etkileşimi daha da zenginleştirerek ileriye taşımakla yükümlüdür. Kasaba kültürü, yüzleşme yerine pusu kuran, açık ve kuralına uygun yarışma yerine çelme atan, bende olmayan başkasında da olmasın kıskançlığından beslenir.
Pusu geleneğini biraz açmada yarar vardır:
Dünya genelinde düello, Rus Ruleti ve bizim de meşhur pusu geleneği vardır. Toplumumuzun her kesiminde az da olsa pusu geleneğine sahibizdir. Hatta bunu bir ayrıcalıklı gibi özneler yükleyerek kendimize pay çıkarmaya çalışırız.
Kasaba kültürü ilke ve kurallara dayanmaz, anlık gereksinimlere göre vaziyet alır. Ayrıntı bilgisi özeniyle hayatın öz gerçeğine uygun davranışını önemsemez, yarı doğruların ve ezberlerin saplantılarından nemalanır.
Kasaba kültürü, politikada bir yere gitmenin, zenginlik üretmenin ve refah yaratmanın aracı olarak algılamaz.
"Politika rodeo yarışı gibidir; politikada önemli olan bir yere gitmek değil, atın üzerinde durmaktır." anlayışını benimser.
Kasaba politikacısı eleştiriyi bir hakaret olarak algılar. Eleştiri, öz eleştiri onun için bir olgunluk teşkil etmez.
Aynı zamanda da seçicidir. Vitrin süslemeyi pek sever. Zengin, diplomalı, yalaka çevresi çok olan hep onun adamıdır. Omurga ideoloji hiç bir zaman kuralları arasında yer tutmaz. Kasaba politikacısı arkadaş seçiminde de ikiyüzlüdür. Gündüz partili arkadaşları ile takılır akşamları "elit" kişilerle hasbıhal eder. Kasaba politikacısının sağı solu olmaz onun için tek düşünce bir sandalye kapmaktır.
Bütün derdi bir sonraki seçimdir.
Halkın sorunları ile ilgilenmez onun tek sorunu halka dalkavukluk yaparak bir yer edinme derdidir. Kendinden başka hiç bir şeyle ilgili olmadıklarından katılımcılık, paylaşımcılık, uzlaşma, ortak değerler, ortak irade, ortak yararlar, ortak projeler ve ortak kurumlar ilgi alanı kapsamında değildir.
Her zaman her yere potansiyel adaydır.
Kendisinin olmadığı bir ortamı felaket olarak algılar. Hizipçidir dar kapsamda kısa pas yapar hizip de yoldaş aramaz yandaş tercihidir.
Kasaba kültüründen yalınız siyasetçiler mi etkilenir?
Her kesim kendine göre bir pusu alanı oluşturur. Yazarçizer ekibi de bundan hemen nasibini alır.
Siyaseten iflas etmiş bir vekile "bakan" olsun diye kampanya açar. Şehrin Valisine yaranmak için vekil tayin eder.
Kendi çapında kurnazdır bu kurnazlığını siyaset meydanında nasıl kullandığını dar kapsamlı arkadaş gurubuna ballandıra ballandıra anlatır.
Hangi sivil toplum kuruluşunda olursanız olun, hangi siyasi partiden olursanız olun bu insanlara pirim vermeyin.
Halkın ezilen horlanan halkın kurtarıcısı yine o halk katmanlarından çıkacaktır.
Ne olur ikinci bir 'zübük' olayı yaşamayalım.
Yorum Yazın