Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasının İlk Kararı, ilk Tamimi 22 Haziran 1919 yılında Amasya Tamimi ile başlamıştır.
“Milletin İstiklalini yine Milletin Azmi ve Kararı kurtaracaktır.”.
İşte bu cümle alınan bütün kararların özeti ve bağımsızlığa giden yolun başlangıcıdır.
Yazının başlığını görenler; “Hayrola bir durum mu var?” diyebilirler.
Bizim toplumun ortak bir özelliği vardır.
Bir başarıdan sonra başarıyı elde eden fonksiyonlar pek eleştirilmez.
Hatta eleştiri yapanlar da pişmiş aşa su katmakla suçlanır.
Başarı elbette iyidir ama doğru olan başarıyı ebedi kılmaktır.
Bu başarıların da ebedi olması için eksiklikler ve yanlışlıklar eleştirilerek gelecek başarılara daha iyi zemin hazırlamaktır.
CHP Yerel Seçimden başarı ile çıkmıştır.
Bunun siyasal ve sosyal yansımaları parti ideologları tarafından masaya yatırılacaktır veya yatırılmıştır.
Ama bazı görüntüler ve çıkışlar hiç de bu işlerin öyle olmadığını göstermektedir.
Modern Türkiye’nin kurucu iradesi ve benim iki eserim var biri Cumhuriyet biri de Cumhuriyet Halk Partisi diyen bir liderin eseridir CHP.
Geçmişten ders alarak Mustafa Kemal Atatürk'ün sürekli değişim ilkeleri boşa değildir.
İşte tam da bu yüzden özellikle yazının başlığını “Bağımsızlığa Giden İlk Yol” dan alınan cümleden kurdum.
O halde burada sorulması gereken soru şudur:
CHP'deki değişim dinamiği asli kurucu irade örgütü olmak ya da oluşturmak şeklinde bir perspektife sahip midir?
Yerelde iktidara gelen CHP, genel idarede çivisi çıkmış bir Ülkenin yeniden inşa edilmesinde bir vizyona ve misyona sahip midir?
Hal böyle iken “AKP ile müzakere mi, mücadele mi?”.
CHP Genel Başkanının son günlerdeki çıkışına bakarsak müzakere yolunu seçtiğini görürüz.
Sayın Genel Başkan, 22 yıldır eğitiminden tutun da ekonomisine kadar kurucu iradenin tüm birikimlerini bilinçli bir şekilde yok eden iktidarla neyin müzakeresini yapacaksınız?
Keşke bu çıkışınızdan önce derinlemesine bir örgüt çalışması ve ortak konsept etrafında bir yol izleseydiniz.
Kitabın orta kısmından bir soru da ben sorayım:
Türkiye'nin her yerinde değişik etkenlerden de olsa CHP nin oyları artarken oy kaybeden örgütlere ne yapacaksınız?
Yoksa parti içi dengeler ve gelecek kurultay kaygısı ile mi hareket edeceksiniz?
20-25 yıl ilçe başkanlığı yapan ve her seçimde oy kaybeden ilçe örgütü ve o örgüt hakkında hiçbir işlem yapmayan İl Örgütü hakkında ne yapacaksınız?
CHP'nin örgütsel kapasitesinin ötesinde son seçim başarısı, ekonomik sorunları altında ezilen halkın kendiliğinden iktidara bir başkaldırısıdır.
Bu gerçekliği görmeyenler ileride tedavisi mümkün olmayan yaralar açabilir.
AKP iktidarı eliyle iflasa gelmiş bir ülkenin yeniden ayağa kalkması güçlü bir CHP iktidarı ile olur.
Bunun olabilmesi için iç kalenin kaya gibi olması gerekir.
Mensubu olduğu partinin P sinden haberi olmayan yöneticilerle bu iş olmaz, olmuyor da zaten…
Yorum Yazın