NAKARAT

Tarihin bize öğrettikleri; siyasetin mükemmel bir cesaret dünyası olduğudur.

Zira politikacılar hızlı ve kritik kararlar alırlar, acil olan bir durumla herhangi bir gecikme olmaksızın uygun kararı verebilecek şekilde ilgilenirler.

Bu nedenle bir politikacı başta cesaret olmak üzere; tecrübe, bilgelik, zeka ve karizmayla ayrıt edilmelidir.

Buradaki ince bir noktaya parmak basmak gerekirse; cesaret ile pervasızlığı birbirine karıştırmamak gerekir.

Politik bir insan her şeyini ikinci plana atan insandır!

Onun tarihi misyonu Dünyayı ve ülkesini iyi yönden yönlendirmektir.

Bir Politikacının cesur ve kararlı olmasının altında kendine inancı ve o inancı besleyen ideolojisi yatar.

Günlü, nam ve koltuk sevdalısı politikacılar günü kurtarmak ve kendi geleceğini düşünmek için hep nakarata düşer, ‘mış, ama’ gibi laflarla siyaset yaptığını sanır.

Nakarat çok sık yinelenen ve bu yüzden önemini yitiren bir sözcüktür.

Muhalefet partileri hep nakarat söylemlerde kalıyor, onun için de bir anlam teşkil edip kitleler üzerinde bir etki yaratamıyor.

Tüm bu hukuksuz, adaletin olmadığı bir zeminde politikacı cesur olmalı diyorum.

Dünya Tarihinde ve ülkemizde bunun sayısız örneklerini verebiliriz:

Mustafa Kemal Atatürk bu örneklerin başında gelir.

20 Yıllık AKP İktidarının bu güne gelene kadar yaptığı işlere bir bakın:

Tüm yapılan işlerin altında hesaplaşma vardır.

Bu hesaplaşma ve hukuksuz davranışlara karşı ne yaptı muhalefet?

Hiçbir şey…

Bunu çok iyi bilen iktidar seçimlere az bir durum kala yine bir hamle yaptı:

Muhalefet bu hamle karşısında cilalı nutukların dışında hiç bir şey yapamayacak.

20 yıllık İstanbul Egemenliğini sonlandıran İstanbul Halkı semt semt, mahalle mahalle, alın terleri ile, canları ile, malları ile mücadele vererek kazandı.

Sabahlara kadar sandık bekleyen ve o sandığın üzerinde uyuyan insanlara ne diyeceksiniz?

“Ne yapalım. Elimizden gelen budur, benim adım Hıdır” mı diyeceksiniz?

Unutmayın ki her siyasi eylem önceden tasarlanmış bir neticenin ürünüdür.

Sizlerin var mı böyle bir çalışmanız?

İmamoğlu’nun Mahkemesinin günü aylar önce belliydi!

Almanya gezisi ertelenemezmiydi?

Daha önce erteleniyorsa şimdi de neden ertelenmesin!

Siyaset zor bir sanattır.

Hele az gelişmiş ülkelerde, Demokrasinin kökleşmediği ülkelerde daha da zordur.

Sizin rakibiniz çıkıyor, meydanlarda; “Biz sırtımızda kefen taşıyarak çıktık bu yola” diyorsa, sende buna alternatif üretmek zorundasın.

Politika korkak ve pısırıkların yapacağı bir iş değildir.

Politika; cesur ve inanmış kadroların işidir.