Bazı siyasilerimiz siyaset arenasına çıktığı an yani bir parti kurduğu an Kendilerine bir siyasi rol model seçer.
Bizim gibi üçüncü dünya Ülkeleri de model yerine isimler üzerinden kendilerine rol model seçer. Güya bunlar için ideoloji ve doktrin başka çağrışımlar gibi algılanır. Siyaset yaptığı tabanı değişik şekilde kandırmanın isimler üzerinden daha verimli olacağına inanır gibi yapar. Pek de haksız sayılmazlar. Tabanın da öyle bir derdi yoktur zaten.
Her siyasetçi kendini "halka inme" adına kendisini de tabanın düşünce paraleline çeker.
Oysa siyasetçi; halkı daha özgür ve üretken yapmak için uğraşır. Ama bundan bir verim alınmayacağına inanır nedense her iki tarafta.
Asrın lideri sık sık Özal ve menderesten söz eder. Bu iki liderin devamı olduğunu, Menderesin ne kadar haksızlığa uğradığından CHP üzerine gitmeye çalışır. Olabilir buna kimsenin diyeceği bir şey yok
Asrın lideri başka bir yerde konuşmasında Siyasi İslam söylemini de dile getirir.
Menderes’in siyasi karakteri ve hitap ettiği sınıf kimlere hitap ediyor bir bakalım:
Bunun en kestirme yolu Menderes’in on yıl hizmet ettiği CHP'den neden ayrıldı ve ne zaman?
Ne tesadüf ki Menderes CHP'den Toprak Reformu ve Eğitim Reformu başlama hamlesinden hemen sonra ayrıldı. Bu yasanın çıkması için çok uğraştı ve sonun da kendisini ve arkadaşlarını ihraç ettirdi.
Burası çok önemli;
CHP yi protesto edip ayrılmıyor ihracı bekliyor!
Ne diyordu Menderes:
Türkiye'yi küçük Amerika yapacağım.
İşte işin sırrı bura da Menderes’in ekonomik, siyaset yapısının püf noktası buradadır.
Sayın Özal'a gelince; Özal ekonomide liberal, siyasette muhafazakâr! Bu ne demek oluyorsa?
Neyse bize has bir kavram:
1970'li yıllarda ortaya çıkan küresel ekonomik kriz, Sosyal Devlet anlayışından Liberal piyasa ekonomisine geçişin zeminini hazırladı. 12 Mart ve 12 Eylül Muhtıraları gibi.
Ahalimiz yine çok sevindi ama ABD olmaz çocuklar dedi. Eeksik yapıyorsunuz diye dikleşti. Türk Milleti geleneklerine ve maneviyatına düşkündür, buna bir de muhafazakarlık ekleyin dedi. Oldu mu bizimde Liberal - Muhafazakar bir anlayışımız.
Şimdi dümenden kimin kiminin devamı olduğunu anladınız mı?
Şimdi ellerindeki elektrik ve doğalgaz faturasına isyan eden ahalimiz anladınız mı turpun büyüğünün heybede olduğunu.
Hemen şu sonuca varmayın öbür partiler nasıl da onlara da geleceğim sıra ile iktidardan başladım haksızlık olmasın diye.
Oysa halkımız Ekonomik ve Politik mücadelenin birbirlerine sıkı sıkıya bağlı olduğunu. Yani Ekonominin siyaseti belirlediğin! Sen kusura bakma da Liberal ekonomiyi güzelce tercih etmişin o da yetmemiş bunların devamı olduğunu iddia edeni de tercih etmişin geriye şu kalıyor;
Gelen faturalara bakınca kendim ettim kendim buldum diyeceksin. Bizim kurtuluşumuz işçi sınıfının kurtuluşu.
Egemen Üretim ve siyasi tarzından kurtulup, üreten biziz yöneten de biz olacağız demekten başka çaremiz yok.
Yorum Yazın