"Annem karne hediyesi et aldı" ifadesi ile servis edilen video haber kamuoyunda büyük bir tartışmanın fitilini ateşledi.
Habere yönelik eleştiriler karşısında sağdan soldan o kadar eleştiri geldi ki hayretler içerisinde kalmamak mümkün değil.
Sanki Türkiye'de ilk defa böyle şeyler oluyormuş gibi herkes kendi açısından zırvaladı durdu.
Bizi Avrupa Kıskanıyor diyenler üzerindeki şaşkınlığını attıktan sonra seslerini yükseltti: “Olur mu canım, daha dün Allah’ın Almanı geldi bizden ödünç et aldı” gibi!
Bunu fırsata çevirmek isteyen düzen muhalefeti; “İşte gördünüz mü 20 yıllık iktidarın sonu” gibi!
İki görüşte, samimiyetten uzak, kendi akıllarınca politik sonuçlar elde etmeye çalıştı.
Yani bilimsel adı ile Popülist siyasetin karnesini tuttular.
Bu kesimlere soruyorum: “Siz hiç, bir eliniz balda bir eliniz yağda iken bu ve buna benzer çocukların aç yatağa girmesini hatırladınız mı?”.
Bu çocuk yine şanslı! En azından annesi karne hediyesi olarak et almış. Bizim ve bizden önceki kuşaklar iyi bilirler ki bizim karne alışlarımızda bırakın hediye almayı, karne alınca hediye olup olmadığını bile bilmezdik.
Tabi o bir zamandı haklı olarak.
Günümüzde böyle olaylara tanık olunca biraz bağırır çağırırız hepsi bu kadar.
Şimdi soruyorum: “Bir daha iktidar değişince o çocuğun karne hediyesi değişecek mi?”!
Asla.
Ama bunlar bilindiği halde halkımızın hala popülist söylemlere çanak tutması da anlaşılır gibi değil.
Bu düzenin iktidarı ve muhalefeti Kapitalist Sömürü Sistemini uygulayacak, hatta birbirleri ile bu düzeni ben daha iyi korurum diye yarış yapacak, ondan sonra çocuğun karnesi üzerine timsah gözyaşı dökeceksiniz.
İşin aslı; bu sömürü düzeninin adı olan Kapitalist Sisteme karşı çıkmanızdır.
Gerisi laf ola beri gele…
Milli Hasıladan kim ne alıyor?
Milli Pastanın paylaşımında dar gelirlileri açlığa mahkum edeceksiniz, kendi emekli maaşınızı bir gecede 72 Bin Lira yapacaksınız, yılların emeklisini açlığa mahkum edeceksiniz sonra da çıkıp Karne üzerinden siyaset yapacaksınız.
Bu tam bir ikiyüzlülük ve ZÜBÜK lüktür.
Esas olan; toplumların kanını emen, halkı yoksullaştıran egemen sınıflara karşı çıkmaktır.
Esas olan; bu sistemin koruyucularına ve işbirlikçilerine karşı çıkmaktır. Bırakın bir çocuğu hedef seçip de paslanmış vicdanlarınızı parlatmayı.
Cesaretiniz varsa bu bozuk düzene, Kapitalist Sisteme karşı çıkın.
Kendi ellerinizle yoksullaştırdığınız halkı kurtarıcı pozlarına bürünmeyi bırakın.
Asıl olan; Anti-Kapitalist olmaktır.
Asıl olan; üreten kim ise onların yönetimde söz sahibi olmasıdır....
Yorum Yazın