Bir şeyin bir şeyi terk etmesi için önce bir şeyin olması gerekmez mi?
CHP siyasi tarihinde hiçbir zaman sol olmadı, olmayan bir şeyin sağa kayması nasıl oluyor anlamak mümkün değil.
Türkiye gibi az gelişmiş ve NATO'ya tüm bağları ile bağlı olan ülkelerde solculuk yapmak kolay değildir.
Türkiye’de gerçek evrensel bir sol hiçbir zaman varlığını gösteremedi, baskılar, darbeler hep solun nefes almasının önünü kesti.
Gazeteci Yazar Fikret Bila'nın “CHP'de Sağ Sapma” adlı kitabı okur yazar kesiminde bayağı ses getirdi.
Kitabı aldım bir gecede yüzeysel olarak okudum.
Kitabın özü her zamanki gibi olmayan bir şeyin varmış gibi analizini yapmak, gündelik parti yöneticilerinin fikrini aktarmaktan başka bir şey değil.
CHP'nin siyasi tarihini analiz edenler iyi bilir ki; CHP hiçbir zaman Solcu olmadı.
Sadece Tüzüğüne; “CHP Sosyal Demokrat bir partidir” yazmakla bir siyasi parti solcu olmaz.
Sadece Ecevit Döneminde özgürlük ve sol söylemli birkaç laftan ibaret kaldı solculuk.
Ama Ecevit'in Halka İnme Politikasını da inkar etmek olmaz tabi.
CHP elbette Çağdaş, Demokrat, hak hukuk savunan bir parti.
Özü itibarı ile de yobazlığa ve feodal düşüncelere kapalı.
Ama gerçek konumda bu böyle mi?
Deniz Baykal ile başlayan sağ söylemler günümüze kadar devam etmektedir.
Sol bir partinin lideri Şeyh Sait'ten, Feodal Liderlerden övgü ile bahsedemez.
Tüm parti söylemlerini sağdan oy almak için şekillendiremez.
CHP siyasi Tarihinde bırakın solcu olmayı Atatürk Devrimlerini bile hayata geçiremeyen, bu yolda mücadele edemeyen veya etmek istemeyen bir partidir.
Bugün solcular, demokratlar, özgür dünya için mücadele veren CHP içindeki arkadaşlar CHP solcu diye bu tercihlerinde bulunmadılar.
CHP dışındaki partiler çok yobaz, sağcı, faşizan partiler oldukları için CHP içerisinde yer aldılar.
O zaman CHP’yi kim özellikle, ısrarla solda görmek istiyor?
Yerellik sınırlarını aşamayan dar düşünceli cahil sağ partilerin uydurmasıdır CHP'yi sol da tanımlamak.
Sağ gerek parti bazında gerekse ülke yönetiminde kendine bir düşman yaratır.
Bu düşmanı hep köpürtür ki hizmet ettiği ağalar toplumu daha da iyi sömürsün diye.
Sağ kesimin bu ülkeye sol düşmanlığından başka vereceği hiçbir şey yoktur.
Toplumun yüzde sekseninin açlıkla, işsizlikle, adam kayırma ile boğuştuğu bir ülkede solun neden gelişmediği, neden kitlelere ulaşamadığı tartışılabilir.
Ama unutmayın ki bu fikir fukarası kıraç susuz topraklarda solcu olmak kolay da değildir.
Sevgili Fikret Bila olmayan bir şeyi sanki varmış da sağa kayma olarak nitelemen pek de inandırıcı bir kavram değildir.
Bu Ülkenin Devrimcilerinin, Demokratlarının, Çağdaş Düşünceye inanan kesimlerin yönettiği bir parti bal gibi iktidar da olur, gündemi de belirler.
CHP içinde çok değerli solcu arkadaşlarımız var ama bunlar bir türlü parti içi Oligarşik Yapıyı aşamazlar çünkü buna kimse müsaade etmez.
Bakın geçmişe; pırıl pırıl aydın, çağdaş insanlar birer birer parti içerisinde yok oldular.
Gazeteci, yazar, çizer, düşünür arkadaşların papatya falı yerine gerçekleri dile getirip tartışma ortamı hazırlaması gerekir.
Size kim “şimdi bu işin sırası mı” derse bilin ki o parti içinde misafir sanatçıdır.
Sol bir parti mensubu kişilerle uğraşmaz düzen ile uğraşır.
Nasıl sağ; “Aman sol geliyor” korkusunu bilerek çıkarıyorsa parti içinde de “Aman şimdi sırası mı, şu adamdan bir kurtulalım” görüşü hikayedir.
Hem de hiçbir hikayesi olmayan adamların hikayesidir.
Yorum Yazın