Sol Parti'nin yöneticilerinden Alper Taş'ın deyişiyle "Kendimizi saydıracağız, bakalım kaç kişiyiz?" sorusuna bulacağımız yanıtı önümüzdeki seçimlerde göreceğiz
Alper Taşı'ın burada vurgulamak istediği; Sosyalistim diyerek kaç kişinin sandığa gideceğinin bir algısı galiba.
Alper Taş'la geçen İstanbul Beyoğlu Seçimlerinde bir sohbetimiz oldu. Sohbet sırasında ilginç bir tespiti dikkatimi çekti:
“Biz güzel sözler söyleriz mücadele veririz ama sandığa giderken de biraz mahcup oluruz.”.
Bir arkadaş bu sohbette kendisinin de CHP’den Aday olduğunu hatırlatması üzerine Alper Taş; “İttifak ve çeşitli ilkeli birlikler olur. Önemli olan bunun kendi adına, sol adına, sosyalist adına sandığa yansımasıdır” demişti.
14 Mayıs Seçimleri Sosyalist Partiler açısından önemli bir viraj olacak.
Gelecek için neredeyse olmak veya olmamak arasında ya sıkışıp kalacak ya da kendi alanlarında özgürlüklerine kavuşacaktır.
Sosyalist Partiler seçimlere iki ittifak halinde giriyor. Bir tanesi Emek ve Özgürlük İttifakı, diğeri de Sosyalist Güç Birliği.
TİP (Türkiye İşçi Partisi), EMEP (Emek Partisi), HDP (Halkların Demokratik Partisi) Yeşil Sol Parti (HDP, kapatma endişesi ile Yeşil Sol Parti adı altında seçime gireceğini açıkladı.).
Yeşil sol partinin yüzde 7'lik Barajı geçmesi halinde ittifak içinde yer alan Sosyalist Partilerin baraj gibi bir sorunu olmayacak.
İttifakın patron partisi HDP seçimlerde yüzde 15'lik bir oy oranına ulaşacaklarını söylemektedirler.
Diğer ittifak olan Sosyalist Güç Birliğini oluşturan partiler TKP (Türkiye Komünist Partisi), bu partiden bölünen THK (Türkiye Komünist Hareketi) ve Sol Parti.
Bu partilerimizin seçimde baraj sorunu büyük bir sorun olarak durmaktadır. Bu iki ittifak da Cumhurbaşkanı Seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini ilan ettiler.
Cumhurbaşkanı seçimlerinde Bay Kemal’e, Milletvekilliği seçimlerinde kendi partilerine oy vereceklerini deklere ettiler.
Burada dikkat çeken bir unsur da Sosyalist Partilerin Çoğu parlamenter sistemi savunmazdı. Hatta bazı partiler, parlamenter sistemi savunan partileri Revizyonizm ve oportünistlikle suçlardı.
Mahir Çayan’ın fikirlerini benimsemiş olan sosyalist partilerin parlamenter sisteme geçtikleri, hiçbir öz eleştiri yapmadan Mahir Çayan'ın fikirlerini terk ettikleri görülüyor.
Bu Partiler galiba Can Yücel'in “Bizim tüzük şöyle, bizim tüzük böyle, bu ülkede Sosyalist olmak için tüzük değil büzük lazım büzük” sözlerinden çok etkilenmişler ki, bırakın Mahir Çayan’ın Kesintisiz 1-2-3 de ortaya koyduğu Kesintisiz Devrim fikirlerini, büzük olsun yeter bize mi dediler onu göreceğiz!
Fikir mi önemli Büzük mü?
Tabi Can Babanın burada demek istediği biraz ironi var. Bu ülkede Sosyalistim demenin de büyük bir olay olduğunu anlatıyor yanlış anlaşılmasın.
Sosyalist Partilerin 14 Mayıs'ta ne oy alacakları, kaç kişi olduklarını görmek için iyi bir fırsat.
Özellikle de İçinde yaşadığımız Aksaray'da nasıl bir sonuçla karşılaşacağımız merak konusu.
Türkiye'de Laiklik ve aydınlanma yolunda Sosyalist Partilerin çalışması ve karşılık alması ülke açısından çok önemlidir.
Aksaray'da seçimin rengi yavaş yavaş belli olmaya başlamış. Cumhur İttifakı’nda hiçbir çalışma ve halkla buluşma görünmüyor.
(Eskil'de MHP'nin boy göstermesini hariç tutuyorum).
CHP'den Ali Abbas’a olan ilgi zaten belli. Ali Başkanın şansı her geçen gün artıyor ve bu olumlu havayı sahalardan hissedebiliyoruz.
Parlamenter Sistemimizin ve Demokrasimizin vazgeçilmez unsurları olan tüm siyasi partilerimizin huzur, barış ve bize yakışan bir şekilde yarışmaları en baş temennimizdir.
Yorum Yazın