Hz. İsa'ya izafe edilen bir söz var: “Sağ yanağına biri tokat atarsa ona karşılık verme, sol yanağını da-vursun diye- ona çevir” ( Matta 5.39; Luka 6/29)
Bizde de: “Size yapılan haksız saldırıyı misli ile defedin.”.
Buradaki amaç zulmü ortadan kaldırmak, güçlünün zayıfı sömürmesini engellemek, haksızlığa karşı çıkmak gibi...
Hz. İsa'ya izafe edilen sözde galiba alçakgönüllülüğü öğrenmek için duyduğumuz bir öğreti ya da tasavvufi açıdan yaklaşırsak; Mürşit müridine, atılan tokada öbür yanağını çevirmeyi söyler.
Hangisi daha yaşam felsefemize uygun tartışacak değilim elbette.
Ama Mahallenin Kabadayısı tercihini yapmış bile sinirlendiğinde hep şu cümleyi kuruyor: “Bir yanağına vurunca öbür yanağını çevirirsin anlayışına sahip değiliz.".
Kusura bakmasınlar, öyle yanak bizde yok.
Çünkü adalet bu değildir.
“Ağır ol molla desinler” misali mahallenin diğer karşıtı mülayim ayaklarına yatıyor.
Kavgadan kaçmanın birinci maddesi; “Ben senin seviyene inmem”!
Yalan:
Tüymenin en güzel tarifi.
İn bakalım seviyeme, senin seviyende kavgacı bulmak için dünya turuna mı çıkacağız?
Salı Günleri ilk işaret fişeğini Yavru Kurt patlatıyor; “Hain, alçak, …!
Adam resmen küfür ediyor.
Ondan sonra arkası yarın dizisi gibi hakaret seansları başlıyor.
Üçüncü Dünya Ülkelerinde siyaset yapmak zor iştir.
Bu tip toplumlarda bağırma çağırma küfür, kavga prim yapıyor!
Adam ne yaparsa yapsın hiçbir sorumluluğu yok.
Kötü olan, kötünün sebebi olan muhalif unsurlardır.
Demokrasi ve Medeniyetin yerleşmiş olduğu toplumlarda muhalefetin ve herkesin söz söyleme özgürlüğü vardır.
Ne yapmalı veya ne yapılmalı sorusunun yanıtını aramak gerekiyor.
İktidarın muhatabı muhalefettir.
İktidar özellikle şiddet dilini ön planda tutuyorsa bu iktidarla mücadele etme yöntemi "mülayim" ayaklarına yatmak değildir.
Bizim topraklarda siyaset yapmak tatlı sularda balık avlamaya benzemez.
Mücadele yolu virajlıdır, dikenlidir, korkakların bu yolda yürüme şansı ne yazık ki yoktur.
Siyaset yapmayı sadece kendisine kariyer ve unvan olarak görenlerin işi değildir.
Siyaset; cesur ve bilgili insanların işidir.
Rakibinle mücadele bu zeminde oluyorsa onun anladığı dilde konuşacaksın.
Yok efendim; “Biz onların seviyesine inemeyiz” mazereti meydandan tüymenin "Ğ" şıkkıdır.
Ülke aç, sefil, zulüm içindeyken sen "mülayim" ayaklarına yatarak muhalefet yapamazsın.
Bu gidişle mülayim olmaya devam edersen birisi de çıkar "sert olsan ne yazar" derse!
Bil ki; iş işten çoktan geçmiştir.
Yorum Yazın