Reklamı Geç
Vista Prime
Aksaray
DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4
Ferda Bozkurt

Ferda Bozkurt

Mail: ferdabozkurt@gundemaksaray.com

Siyasi İklime Dikkat!

Batıda esen sosyal rüzgarlar ülkemizde de değişen koşullardan nasibini almıştır.

Osmanlı her ne kadar; “Bu işler batının kendi sorunu’ mantığı ile yaklaşsa da, bu tür yenilik hareketleri siyasi olarak bizim topraklar da yer bulmuştur.

Osmanlı Aydınları Batıda gördükleri özgürlük ve yenilik hareketlerini ülkelerine getirmek için az da olsa bir mücadele içinde kendilerini bulmuşlardır.

Özellikle Fransız İhtilali bu meşalenin en ateşli kısmı olmuştur.

Osmanlı’daki Batılılaşma ve Jön Türk Hareketi bu akımın içinden doğmuştur.

Birinci ve İkinci Paylaşım Savaşları Dünya Tarihini ve haritasını yeniden şekillendirmiştir.

Birinci Paylaşım Savaşları sonunda Osmanlı da parçalanmış, şimdiki Misak-i Milli topraklarımız Kurtuluş Savaşı neticesinde elimizde kalmıştır.

Rusya'da cereyan eden Ekim Devrimi Dünya’da yeni bir siyasi dalgalanmaya neden olmuştur.

Dünya’daki ezilen sınıflar Sovyet Rusya'yı örnek alarak mücadele biçimlerini daha da örgütlü bir yapıya kavuşturmuştur.

Mustafa Kemal siyasi olarak hiç bir blokun içinde olmasa bile ekonomik olarak Liberal Kapitalizmi seçmiştir.

İzmir İktisat Kongresi bunun en canlı örneğidir.

İkinci Paylaşım Savaşı sonunda Dünya iki kutupla anılmaya başlamıştır.

ABD'nin başını çektiği NATO ve Sovyetlerin başını çektiği Varşova Paktı.

Bu siyasi dalgalanmada Türkiye, NATO Blokunu seçmiştir.

1960 lı Yıllarda Sosyalist Eğilim neredeyse Dünya Devletlerinin üçte birini yakalamıştır.

1970 li yıllarda Dünyada Neo- Kapitalizm Rüzgarı esmeye başlamış, Dünyada Ronald Reagan ve Thatcher’in başını çektiği Liberal ve Özelleştirme Akımı doruk noktasına ulaşmıştır.

Bu akımın oyun kurucuları 12 Eylül İhtilalini yaptırarak Turgut Özal eliyle Türkiye’yi bambaşka bir iklim kuşağının esaretine sokmuştur.

Genç Cumhuriyetin çoğu kazanımları özelleştirme adı altında talan edilerek bir avuç yabancı şirketlere peşkeş çekilmiştir.

İşin ilginç yanı kendilerini Milliyetçi ve Milli olarak adlandırılan partiler ve kurumlar bu rüzgarın önünde savrulup gitmişlerdir.

Milli Erbakan İktidarı da uluslararası şirketler tarafından yaptırılan 28 Şubat Ara Darbesi ile yok olmuşlardır.

Egemenlik ve Ulusalcı Ecevit Hükümetleri de yine bu ağa babalar tarafından Manipüle edilerek doğmadan mezara gönderilmiştir.

Ülkemizi 20 yıldır yöneten AKP İktidarı bu iklim koşulları neticesinde iktidar olmuştur.

Bu iktidarın iyi veya kötü yaptıklarından çok bir olaya dikkat çekmek istiyorum:

Avrupa’da son dönemlerde yapılan seçimlerde aşırı sağ büyük başarı elde etmişlerdir. Kimi Ülkelerde ikinci, kimi ülkelerde de iktidar olmuşlardır.

Bu partileri iktidara taşıyan ana eksen düzensiz göç ve ülkelerinin kaynaklarının bu yabancılara verilmesi olmuştur.

Ülkemizde de sayısı belli olmayan bu göç dalgası siyasi iklimi derinden etkilemiştir.

Ülkemizde yabancı göçleri pek tartışılmaz. Tartışan kesim de; ırkçı, İnsan Haklarına karış yaftası ile susturulur.

Ama Türkiye'nin siyasi iklimi bundan derin etkilenecektir.

Global Dünya’da kimse yalınız değildir.

Dünya’da, özellikle Batıda sirayet eden siyasi iklim kaçınılmaz olarak ülkemizi de etkileyecektir.

Siyasiler oy derdine düşmeden şu düzensiz göç politikalarından vazgeçmelidir.

En kısa zamanda bu konuya bir çözüm getirilmelidir.

Yarın çok geç olabilir.

Benden söylemesi.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar