Günlerdir, daha çok para almak için bebekleri kuvöze koyan ve bazılarının ölmesine sebep olan “Yenidoğan Çetesi” haberleri ile karşı karşıyayız.
İçimiz yanarak ve haklı olarak tepki gösteriyoruz.
Para odaklı suistimaller yeni mi?
Sanki bu ve buna benzer olaylar ilk oluyormuş gibi!
Belki de öncede buna benzer olayların olduğunu dile getiren kişiler olmuştur.
Sene 2019. Batı Merkezli Kapitalist Tıp Anlayışını sorgulayan “Kara Kutu/ Yüzleşme Vakti” Kitabını Soner Yalçın kaleme aldı.
Kimi doktorların ve kurumların ağır hakaretlerine maruz kaldı.
Türk Tabipler Birliği bile bu kitaptaki belgelere sessiz kaldı.
Soner Yalçın beş yıl önce bizim şimdi şahit olduğumuz olayları dile getirdi.
Olayın sadece bir ülkede olmadığını, başta İngiltere hatta Kıbrıs’ta bile bu tür olayların olduğunu deşifre etti.
Geçmiş yıllarda (2007-2010 yılları arasında) başta İsrail olmak üzere ülkemizde yapılan yabancıların ilaç deneylerinde 893 Türk Vatandaşının hayatını kaybettiğini yazdı.
Nedense her konuya maydanoz olan yetkililerimiz bu kitabı ihbar kabul edip işlem yapmadılar.
Ne yazık ki başta eli çubuklu yorumcularımız olmak üzere sanki bu ilkmiş gibi hikayeler anlatmaya devam ettiler.
Asıl sorun; bu olaylara Çürümüş Kapitalist Sistemin neden olduğunu bir kişi bile gündeme getirmedi.
Sağlığı para kazanma aracı yapan Kapitalist Tıp Anlayışını sorgulamadan bu ve buna benzer tıp çeteleri ile mücadele edemezsiniz.
Peki; “Başka sistemde sağlık konusu nasıl işliyordu?” sorusuna ilk akla gelen cevap SEMAŞKO Sistemidir.
Avrupa'nın en yoksul ülkelerinden biri olan Rusya'da tüm zorluklara rağmen kısa sürede eğitim, kültür-sanat, bilim, mimari, spor ve sağlık alanlarda devrimci dönüşümler yaşanır.
Sovyet Yönetiminin sağlık alanında halkın bütün kesimlerine sağladığı eşit ve profesyonel sağlık hizmetleri sadece şaşırtıcı değil, aynı zamanda ufuk açıcıdır.
Çünkü sağlanan hizmetlerden de önemlisi, sağlığın tedaviden ibaret olmadığını vurgulayarak hastalıklara sebep olan nedenlere karşı savaş açarlar.
Ekim Devrimi aşamasında ve sonrasında sağlık sistemi o kadar kötü ki Lenin; “Sosyalizm bitleri yenmektir” diyecektir.
Asrın Liderimiz seçim meydanlarında uzun ve duygu yüklü bir ahhh çekerek;
“Siz bunları bilmezssiniz. Bizden önce Hastahanede rehin kalıyorlardı” diyerek sözlerine devam ederdi.
Tarihin cilvesine bak ki sizin zamanınızda bırakın rehin kalmayı, ölüyorlar, ölüyorlar Sayın Erdoğan.
Her şeyin ticaretleştiği bu kaotik ortamdan kurtulmak için ne yapmalı üzerinde durulmalıdır.
Siyasilerin, Eli Çubuklu Yorumcuların, etik kurallarını çoktan unutan basınımızın “Aldım, verdim ben seni yendim” mizansen oyunu kabak tadı verdi.
Yorum Yazın