"Çaresiz zamanlar çaresiz önlemler almayı gerektiriyorsa, ben de istediğim kadar çaresizce hareket etmek konusunda özgürüm demektir.". (Açlık Oyunları alıntı)
Et kokarsa tuzlarsın. Ya tuz kokarsa?
Her yer gri renklere bürünmüş, herkes kişisel olarak bir aydınlık arama umudunda. Aydınlığın çaresizliğini yaşamak, onu aramak, bedel ödemek, daha da karamsar ve gri bir hal alıyor.
Herkes kendi derdinde, herkesin yüzünde umutsuzluk, çaresizlik bulutları kol geziyor.
Bir şey ya beyaz ya siyah…
Ortası yok. Her yer ezen ve ezilenlerin yaşam alanına dönmüş sanki.
Ülkeyi yönetenler çözüm üretecekleri yerde birbirlerine nasıl okkalı hakaret ederizin derdinde. Sivil Toplum Kuruluşları kendi geleceklerini derleme toplama alanlarına dönüşmüş. Sendikalar sarardıkça sararmış.
Siyasi partiler sen ben kavgası bu kadar gri renkleri nasıl buldunuz arkadaş. Bu uğraşlarınızı çözüme dönük hale getirmek çok mu zor?
Bizi yönetenler, sizin önlemleriniz ne? Birbirinize hakaret etmek mi?
Bizlerin o şekilde ikna olacağımızı mı sanıyorsunuz?. Kim dedi size öyle olduğumuzu? Milyonluk maaşlı danışmanlarınız mı dedi bunları!
Bu çaresizlik içinde bula bula bu yöntemi bulmuş iseniz günaydın sizlere.
Benim de bu çaresizlik içinde özgür hareket etme alanlarımı kim alabilir?
Yıllarca bizleri karşıtlara ayırdınız, dost-düşman güçleri olarak yaftaladınız. Başarılı da oldunuz hani.
Sonuç ne oldu?
Başladığınız noktaya tekrar geldiniz.
Nasıl mı? Bizlerin hayatında hiç bir şey değişmedi. Daha da fakirleştik. Sadece sizin sıfırlı mal varlıklarınıza bir iki üç sayısız sıfırlar eklendi.
Hala çıkıp karşımıza savaştan, barıştan dem vuruyor, vatan, millet edebiyatı yapıyorsunuz.
Gerçekten sizin oradan bakınca salak mı görünüyoruz?
Biraz öyle galiba!
Hayır arkadaş.
2023 seçimleri son umutmuş umurumda değil…
Millet İttifakının adayı kim oluyormuş umurumda değil!
Aksaray da hangi parti seçimi kazanırmış umurum da değil!
Ne o zaman senin umurunda olan? İnsan gibi yaşamak, aç susuz kalmadan, kimsenin sadakasına ve yardımına muhtaç olmadan insan gibi yaşamak.
Bizleri açlığa mahkum edenlerden elbette sandık başında hesap soracağız ama bu bile benim açlığıma çare olmayacaktır.
Ben umutsuzluğun umudu olmak istiyorum.
Milyonlarca emekçinin, üreticinin, gençliğin; yani Emekçi Sınıfın sesini yükseltmesini istiyorum.
İnan çare de, sebep de sizler kendinizsiniz. Boşa uğraşmayın bizleri birbirimize düşüremeyeceksiniz
Bizler; 84 Milyon kardeşçe adam gibi yaşamak istiyoruz.
Çünkü biz bu ülkeyi seviyoruz.
Her köşesinde ayak izlerimizin, hatıramızın olduğu bu vatanı seviyoruz.
Bizlere boşuna umutsuzluk pompalamayın.
Bizler umutsuzluğun da umudu olmaya hazırız…
Yorum Yazın