Uygarlık ve trafik konusunda değişik kıymetli görüşler mevcuttur.
Kimileri bir kentin, bir topluluğun uygarlık derecesinin o kentin trafik akışı ile tespit edileceğini söyler, kimi görüşler demokrasi ve ortak yaşama bağlı kalmak olarak görüş belirler.
Yapılan bir ankete göre trafikte en çok kavga yapan ülkeler arasında Avrupa’da birinci olan Lübnan’dan sonra Dünyada ikinci sırada imişiz.
Bu anket bana biraz sallama geldi.
Ta ki Atatürk Bulvarı’ndaki yol çalışmasını görene kadar. Ama orada gördüğüm manzara karşısında hayrete düştüm ve dedim ki; “Hayır Dünyada da birinciyiz.”.
Aynı ortamda yaşayan bir fert olarak gördüğüm manzaradan aklım tutuldu. Belediye yol çalışması var anlamında işaretler koymuş. Yani diyor ki; o yola giremezsiniz!
Ama ne fayda! Adam arabadan iniyor, o işaret levhalarını kaldırıyor ve yola devam etmeye çalışıyor. Dahası da arkadaki taşıt öndeki taşıtın yoldan geçemediğini görüyor yine devam ediyor.
Bu manzara karşısında gerçekten akıl tutulmasına düştüm. Bu nasıl bir zeka ürünü olabilir?
Daha da vahimi; Belediyenin görevlisi sözlü ikazda bulunuyor, bizim kahraman ona kafa tutuyor. Haklı adam: illa Dünyada birinci olmak istiyor…
Uygar toplumlar bu işi nasıl becermiş diye biraz araştırma yapma gereği duydum;
Bir kere trafik cezaları bizde çok komik! Bunun en belirgin örneğini yabancı ülkelerde çalışan vatandaşlarda görüyoruz. Hatta kendileri söylüyor.
Avrupa’da bu trafik ihlalini yapabilirmisiniz sorusuna aynen şu cevabı veriyor: "Sıkar biraz!".
Burada niye uymuyorsunuz sorusuna oradaki ezilmişlik karşılık ise duygularına da sığınarak; “Burası Türkiye” diyorlar.
İsveç'te derlermiş ki; "Eğer bir yerde çok fazla kasis varsa orada trafik kültürü düşüktür.".
Bunun sebebini de şöyle açıklamışlar: "Tabelayı okumak yetmiyorsa, okuduğunu anlamıyorsa, fiziksel engel ile durdurmak zorunda kalıyorsun demektir.".
Bu orijinal ve ilginç tespit o ülkenin gelişmişlik seviyesinin özetidir bence.
Trafikte kültürümüze sahip olup olmadığımızı anlamak için çevrenize bakın. Birbirine yol vermeyenler, küfür edenler, öne geçmeye çalışanlar, kaldırıma, bisiklet yollarına araçlarını park edenler, yollarda, düğünlerde saygısızca basılan kornalar say say bitmez.
O zaman ister istemez sorgulama reflekslerimiz başlıyor. Ben bu geri zekalı insanlarla yaşamak zorundamıyım?
Ne kadar kültürsüz ve saygısız bir toplum olmuşuz da farkında değiliz. Ta ki bunlar bize yapılıncaya kadar.
Sayın Aksaray Milletvekillerinden bir ricam olacak.
Gelin ilki siz yapın ve dört vekil birlikte trafik cezalarının Avrupa düzeyinde olması için ortak kanun teklifi verin.
Her şeyimizi Avrupa’dan alıyoruz nasıl olsa! Bunu da örnek alalım.
Tam da elin Avrupalısının bizi kıskandığı bu dönemde ne dersiniz?
Yorum Yazın