Verili ve dayatmacı düşünce tarzları topluma yıkım getiren iktidar yapısı nasıl değişir?
Gerçekten bu veri birikimi iktidarı değiştirme kudretini ne kadar nasıl değiştirir?
Daha da önemlisi bu değişim kime yarar?
Bir avuç mutlu azınlığa mı, yoksa geniş yoksul halk kitlelerine mi?
İktidarın toplumsal yaşamı oluşturan tüm ilişkilere ve en küçük gözeneklere kadar sızması bir yandan iktidardan ne anlamamız gerektiği sorusunu önemli hale getirirken öte yandan aykırı bir biçimde verilecek yanıtı da zorunlu bir uğraşa dönüştürür.
Demokrasi ile yönetilen ülkelerde iktidara en yakın siyasi oluşum Ana Muhalefet Partisidir.
Ana Muhalefet Partisinin değişmiş gibi olan (aslında hiçbirşeyin değişmediği) kadroları geçmiş kadrolardan hiç de farklı olmadıklarını hemencecik kendini gösterdi.
Dışarıya olumlu-hoş görü, içeriye parmak sallama hemen etkisini gösterdi.
31 Mart suni zaferinin sarhoşluğuna kapılanların iç hesaplaşma yapmadan dışa dönük gezginci turlarına başlaması bizleri haklı olarak değişik düşüncelere itiyor.
Ana Muhalefet ve diğer muhalif unsurlar iktidara gelmek istiyorlarsa rakiplerini ve rejimi iyi tanımak zorundalar.
Karşımızda bir koalisyonun dışında bilakis bir rejim kurucu unsurlar var.
Erdoğan- Bahçeli herhangi bir koalisyonun parçası değil, bizzat rejimin kurucularıdır.
Ekonominin iyileşmesi için çırpınan, sivil bir anayasa değişimi yapar gibi gözüken bu rejim kurucularının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini oturtmaktan başka bir düşünceleri yoktur.
7 Haziran 2015 Seçiminden hemen sonra ortak bir yolculuğun başlaması tesadüf değildir.
Rejimin görünen yüzü Erdoğan-Bahçeli olabilir.
Ama alt birimler tarikat-cemaat-iş dünyası-bürokrasi ve Hüda-Par, Vatan Partisi, Büyük Birlik gibi yan unsurlar da çabası.
Yasama-Yürütme-TBMM başta olmak üzere her kurumu tek haneli olarak ele geçiren bu unsurlara karşı iyi mücadele etmek gerekir.
İktidar ortakları toplumu en ince noktalarına kadar teslim almış durumda.
Yağma-rant-siyaset-mafya ilişkileri dolu dizgin giderken spor dünyasını bile gözetim altına almıştır.
Hal böyleyken Ana Muhalefet Liderinin güzelleme turları nafile turlardan öteye geçmeyecek ve gelişen süreç başarılı olunca yine ayrıştırıcı unsurlarla baş başa kalacaktır.
31 Mart’ta rejime sarı kart gösteren bu toplumun ne istediğinin iyi analiz edilmesi gerekir.
İşler oldu da bitti Maşallah ile geçiştirilemez.
Türkiye'nin Laik Yapısından tutun da halkı dış politika-göçmen- ekonomi-açlık sınırlarına mahkum eden bu iktidardan ne bekliyor Ana Muhalefet Lideri.
Mevcut anayasayı bile uygulamayan ve yeni sivil bir anayasa isteyen iktidar ne kadar inandırıcı olur.
Ben yine Kralın çıplak yönüne bakacağım.
Sayın CHP Genel Başkanı geçmişi iyi okumalı, siyasi geçmişimizin iyi takipçisi olmalı.
Benden hatırlatması!
Bu politik yaklaşımla hiç kimsenin analiz yapamayacağı bir ortamla karşı karşıya kalırsak çok vahim sonuçlarını hepimiz yaşarız.
Yorum Yazın