Soruyu; “Ziraat Odaları Yöneticileri ne iş yapar?” şeklinde sorsak kanımca daha doğru olurdu!
Bilindiği gibi, Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği 15.05. 1957 Tarihli ve 6964 Sayılı Kanun’la kurulmuş.
Buradaki 6964 rakamı sadece dört rakamın biraraya geldiği bir rakam değildir.
Çok önemlidir!
Yasa çıkaranlar özellikle bu kanun sayısını halkın gözüne sokarcasına anlatır.
Bunun alt yapısını iyi bilir bizi yönetenler.
Ahalimiz bu tür cavcavlı kanun maddelerinden hem hoşlanır hem de korkar.
Halkımız yıllarca Baba Devlet-Ana Devlet baskısı ile büyümüştür ve bunun sonucu olarak ta “Şeriatın Kestiği Parmak Acımaz” diyerek kraldan çok kralcı olurlar.
Ziraat Odaları bir kamu kuruluşu olmasının yanında aynı zamanda sivil toplum örgütleridir.
Bizi ilgilendiren kısmı da tam burasıdır.
Devletimiz geç de olsa Arpa- Buğday 2024 Taban Fiyatlarını açıkladı.
Yine Devletimizin Resmi Organları her ay da Enflasyon rakamlarını açıklar!
Resmi Enflasyon Yüzde 75/80 ama gerçek enflasyonun yüzde 200 olduğunu herkes bilir.
Hatta asırlar boyu ezilmeye mahkum olan çiftçilerimiz de iyi bilir ama lafı “hayırlısı bakalım” diyerek bitirir.
Olumsuz sözcükleri olumluya çeviren o tılsımlı sözcük “hayırlısı” hemen kendiliğinden devreye girer.
Be adam, işin hayırlısı mı kalmış.
Değirmenlik Buğday gibi takır takır kurumuşun, bir yıl emek verdiğin tahılına, arpaya yüzde2,5 buğdaya yüzde 12,5 arttırılarak taban fiyat verilmiş.
Bunun neresi hayırlı anlamaktan zorlanır insan!
Tüm coğrafyalarda hak arama ve haklıyı savunmada sınıfta kalmış çiftçi sınıfı ve onun anlı şanlı örgütü Ziraat Odaları ne yapar?
Asıl sormamız gereken soru bu?
Bu kadar pişkinlik, bu kadar zavallılık, bu kadar utanmazlık olur mu be kardeşim.
Çıkın iki laf edin, Taban fiyatı bu mu?
Bu kadar iktidar yalakası olmak zorunda mısınız?
İktidarın gönüllü tetikçisi olan çiftçileri Yeşilçam filminden tanıyan Cem Küçük bile bu taban fiyatına isyan etti be kardeşim.
Ama çiftçinin tek ve son örgütü olan Ziraat Odaları hala kayıp!
Yakında bir yiyinti etkinliğinde poz verirler.
Tarih boyu hiçbir eylem yapamayan, yapmaya da hiç niyeti olmayan çiftçi kardeş:
Bu oda yöneticilerini bırakın oy vererek tekrar seçmeyi köyünüze gelince yüzüne bakmayın.
Bir de siz bir eylem koyun be adam.
Akşam çok kanallı televizyonunuzu izlerken Fransa'da, ABD'de çiftçilerin eylemlerine bakın da biraz utanın be adamlar.
Şükrü Erbaş eline, yüreğine, kalemine sağlık:
“Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz” şiirin o kadar mükemmel ki;
Bir köylüyü bu kadar anlatan bir eser olamaz.
Şunu hemen hatırlatayım.
Şehirde doğanlar kendilerini kurtardık sanmasın. Ben şehirde doğana kentli, köyde doğana köylü demem.
Nerede doğarsa doğsun Kent Kültürü alamayan, çağın varlığını kavrayamayan insanlara köylü diyorum.
Etrafımızda kendilerini İlim İrfan sahibi sanan ne kadar şehirli görünümlü köylü var ki sayıca çoklar.
Köylüleri niçin öldürmeliyiz Şirinden bir dörtlük ile noktalayalım.
Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz?
Çünkü onlar ağır kanlı adamlardır.
Değişen bir dünyaya karşı
Kerpiç duvarlar gibi katı
Çakır dikenleri gibi susuz
Kayıtsızca direnerek yaşarlar.
Hükümetimiz tasarruf genelgesi yayınladı ya bu genelgeye Ziraat Odaları ne kadar uyuyor?
Ziraat Odası Başkanı ve Yöneticileri ne kadar maaş alıyor?
Bunları açıklayın, siz açıklamazsanız Aksaray'ın Medarı İftiharı basınımız açıklar…
Yorum Yazın